TSKB, Dünya Bankası Grubu Kuruluşu IFC ile toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik etmek ve kadınların iş gücüne katılımını artırmak amacıyla 100 milyon ABD doları tutarında yeni bir kredi anlaşması gerçekleştirdi. Depremden etkilenen bölgeler de gözetilerek geliştirilen bu anlaşma kapsamında, toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik eden firmalar ve yatırımlar aracılığıyla, Türkiye’deki kadınların çalışma hayatına entegrasyonunu ve iş gücüne erişimini artırmak amaçlanıyor.
Yenilenebilir enerji, enerji ve kaynak verimliliği, döngüsel ekonomi, iklim adaptasyon ile kadın istihdamı ve afet dayanıklılığı gibi alanlarda geliştirilen yatırımları desteklemek için uluslararası kalkınma finansmanı kurumları ve finansal kuruluşlardan temin ettiği kaynakları Türkiye’ye getiren TSKB (Türkiye Sınai Kalkınma Bankası), Dünya Bankası Grubu üyesi IFC (Uluslararası Finans Kurumu) ile yeni bir kredi anlaşmasına imza attı. TSKB, depremden etkilenen bölgeleri de gözeterek, özel sektörün Türkiye’de kadınların iş gücüne katılımını artırmayı amaçlayan uygulamalarına destek olmak için 100 milyon ABD doları tutarında yeni bir kaynak sağladı.
2022 yılında IFC ile gerçekleştirilen kadın istihdamı temalı kredi anlaşmasının devamı niteliğinde olan yeni kredi kapsamında, şirketlerin kapsayıcılık stratejileri ve uygulamaları dikkate alınacak. Krediden, belirli bir kadın çalışan sayısına sahip, yönetim kurulunda veya üst yönetiminde kadın yöneticiler bulunan, geçerli bir toplumsal cinsiyet eşitliği sertifikası olan işletmeler faydalanabilecek.
"Toplumsal cinsiyet eşitliği temasında yaklaşık 500 milyon dolar kaynak temin ettik”
Anlaşmaya ilişkin açıklamada bulunan TSKB Genel Müdürü Murat Bilgiç, sürdürülebilir kalkınmada anlamlı bir etki yaratmanın ancak kadınların ekonomiye katılımını teşvik etmekle mümkün olabileceğine inandıklarını belirtti. Bu anlayışla bugüne kadar, doğrudan toplumsal cinsiyet eşitliği temasında yaklaşık 500 milyon ABD doları tutarında kaynak temin ettiklerini bildiren Bilgiç:
“Diğer kadın temalı kredilerimiz ile portföyümüzdeki Sürdürülebilir Kalkınma Amacı 5 etkimizi toplamda %12 seviyesine çıkardık. Kadınların iş gücüne dahil olması, yalnızca bireysel refahı artırmakla kalmıyor; aynı zamanda ailelerin eğitim ve sağlık göstergelerini iyileştiriyor ve toplumsal kalkınmayı hızlandırıyor. Kadınların geleneksel toplumsal rollerinin ötesinde, yetkinliklerinin artırılarak ekonomiye sağladıkları verimlilik etkisini yükseltebiliriz.” şeklinde konuştu. Bilgiç sözlerini tamamlarken, IFC ile 2022 yılında imzaladıkları kaynak anlaşmasının ardından yapılan söz konusu ikinci anlaşma ile bu dönüşümün anahtarını el birliğiyle hayata geçirmekten dolayı duydukları mutluluğu dile getirdi.
IFC Türkiye ve Orta Asya Direktörü Wiebke Schloemer ise kadınların, Türkiye'de ekonomik büyümeye önemli ölçüde katkıda bulunabilecek bir yetenek havuzunu temsil ettiğine dikkat çekti. Schloemer, “TSKB ile olan ortaklığımız, kadınların iş dünyasında başarılı olmalarına yardımcı olmanın ve toplumsal cinsiyet eşitliğini ilerletmenin sadece doğru bir şey olmadığını, aynı zamanda akıllıca bir şey olduğunu gösteriyor." dedi.
Yorum Yazınİçerik hakkında ki düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.