“Girişimci kadın sayısını artıracak toplumsal bir hareket başlatılmalı”

Girişimci kadınlara mentörlük desteği de veren Marka Köklendirme Uzmanı Esra Baykal, “Tıpkı okur yazarlık çağrıları gibi, girişimci kadın sayısını artıracak bir kalkınma politikası, toplumsal bir hareket organize edilmesi lazım” diyor.

Anneleri Anlayan Marka Olmak’ ve ‘Markaların Seyir Defteri’ kitaplarının yazarı, Marka Köklendirme Uzmanı Esra Baykal, Türkiye’de gerek istihdamda yer alan kadın çalışan sayısının gerekse kadın girişimlerinin oldukça düşük olduğuna dikkat çekerek, kadının eğitiminin desteklenmesinin ve ekonomik sisteme katılımının, kadının dönüşmesinin ana unsuru olduğunu vurguluyor. Türkiye’de özellikle teknoloji bazlı kadın girişimci oranının oldukça düşük olduğuna dikkat çeken Baykal, “Demek ki burada bir eğitim, bilgi veya motivasyon yetersizliği var.

Oyunlaştırma, e-gaming alanında Türkiye dünyada 2. sırada yer alırken, teknoloji üstlerimiz her gün çoğalırken, neden teknoloji yatırımı yapan kadın sayısı bu derece düşük? Türkiye’nin hizmet üretiminden çıkıp soyut ekonomi ve teknoloji üretimine yönelmesi gerektiğini düşünüyorum. Kadınlarımızın, bu alanda erken yaşta eğitimler alarak hem kendi kariyerlerini hem entelektüel duruşlarını yükseltmeleri lazım.” diye konuşuyor.

Girişimci olmak isteyen kadınların nereye başvuracaklarını, iş planlarını nasıl hazırlayacaklarını tam bilmediklerine dikkat çeken Baykal, “Bu anlamda toplumsal bir hareket organize edilmesi lazım. Tıpkı okur yazarlık çağrıları gibi, girişimci kadın sayısını artıracak bir kalkınma politikası, kurallar, okul çağındaki kız çocuklarına özel eğitimler, mentorluk programları, derneklerin sayısının artması gibi yapılması gereken pek çok şey var. Bence burada kamunun özel sektörle gücünü birleştirmesi ve bu tarz çalışmaların tek çatı altında yapılması ve erişimlerinin yükseltilmesi lazım” diyor.

“Kadın dönüşürse dünya çok daha yaratıcı ve yaşanılır bir yer olacaktır”

Türkiye’deki kadınların yüzde 70’inin ekonomik destekten uzak yaşayan ev kadınları olduğunun altını çizen Baykal, kadın istihdamı düştükçe, genç kızların kendilerine rol model bulamayıp meslek seçiminde zorlandıklarını, sınırlı kaldıklarını ve vizyonlarını geliştiremediklerini söylüyor.

Bugün kadınların büyük kısmının evde olmasının yüzde 25 civarında GSMH’yi etkilediğini belirten Baykal, yaşadığımız refahın düşük olma nedeninin kadınların iş gücünden uzak kalmaları olduğunu söylüyor. “Demek ki bizim 10 yıllık dönem içerisinde yüzde 24’lük çalışan kadın oranımızı yüzde 40’lara çıkarmak gibi zorlu bir ödevimiz var” diyen Baykal, kadınlar evde, erkekler işte olduğu müddetçe sağlam bir ekonomi politikası beklememek gerektiğine işaret ediyor.

“İçinizdeki güce sarılın”

Kadınların, organizasyon ve yaratıcılık oranlarının erkeklerden daha yüksek olduğuna dair pek çok araştırma yapıldığına değinen Baykal, kadınların çalışanlarını motive etme, sürdürülebilir ilişki kurma oranların erkeklerden çok daha iyi durumda olduğunu ifade ediyor.

Geleceğin sadece yabancı dil becerileri, matematik, fen zekası üzerine kurulu olmadığını, gelişen teknolojinin orta vadede belli meslek kollarını da yok edeceğini dile getiren Baykal, “Bu noktada önümüze iki seçenek çıkıyor: Yeni oluşan ihtiyaçlara yönelik teknolojik icatlar yapmak veya bunları tasarlamak. Her ikisi için de entelektüel bir bakış açısı şart.

Mentörlük sistemleri, melek yatırımcılar, ücretsiz eğitimler her geçen gün artıyor, aslında bilgiye, veriye, fona erişim eskisine göre çok daha kolay. Geriye cesaret kalıyor. Ben girişimci kadınlarımızın içlerindeki güce ve ateşe sarılmalarını, kendilerine güvenmelerini öneriyorum” şeklinde sözlerini tamamlıyor.