Yeni dünya düzeninde şüphesiz ki, ilk tetiklenen sektörlerden biri pazarlama sektörü oldu. Değişen teknoloji, pazarlama araçlarının niteliğini ve odaklı müşteri seçimini daha kaliteli haline getirirken geleneksel pazarlama teknikleri bu gelişmelerin karşısında tarihe gömülmek üzere tarihin tozlu raflarında yerini almaya çoktan başladı.
Özellikle yapay zekanın arenaya çıkması, arttırılmış gerçeklik gibi deneyimler tüm dünyanın pazarlama konusunda odağı haline geldi. Çünkü müşterinin hızlı çözüm talepleri yapay zekâ ile etkileşimin ve memnuniyet odağının artmasını sağlarken; anlam arayışı ve ayak uydurma çabası da arttırılmış gerçeklik ürünleriyle tatmin noktasına ulaştı. Üstelik bu memnuniyet ve tatmin duygusu her geçen gün teknolojinin değişmesi ve kendini güncellemesi ile artarak devam ediyor ve müşteriye sunduğu yeni deneyimler sayesinde her geçen gün tercih edilir hale geliyor.
Tabii bu mekanizmanın arkasında büyük bir dönüşüm de yaşanıyor. Özellikle iletişimin çok yönlü olması ve hedef kitlenin çoklu kanallardan yönetilme zorunluluğu da beraberinde başka pazarlama stratejilerini de getiriyor.
Tüm bu dönüşümün ışığında 2025 için benim de öne çıkmasını beklediğim pazarlama trendlerini aşağıda sizler için derledim.
Özellikle çoklu kanallarla yönetim bence ilk sıralara yerleşiyor. Çünkü tüketici artık her yerde, tüm mecralarda… Sadece tüketici de değil. Tüm rakipler de aynı mecralarda dolayısıyla her yerde olmak artık bir tercih değil, ihtiyaç. Çünkü müşteri aldığı ürünü her yerde deneyimlemek ve deneyimlendiğini görmek istiyor.
Çoklu kanal yönetimi beraberinde de devasa bütçeleri getiriyor, elbette ki. Bu bütçeleri ancak daha hedefli reklamlarla yönetmek de şart oluyor. Hedefli reklamlar için de hedef kitlenin iyi belirlenmesi ‘big data’ denilen o havuzdan doğru hedeflenmiş kitleye ulaşmak fayda sağlıyor. Bu da pazarlamanın imdadına yetişen yapay zekalarla mümkün, diyebiliriz. Ancak yapay zekanın yönetimi için de pazarlama stratejistlerini ihtiyaç var. Pazarlama stratejistlerinin de sektörel bazda deneyimlemiş olması da önemli yetkinlikler arasında yer alıyor.
Kitlesel kişiselleştirme özellikle bu yılın daha da kalın şekilde altının çizilmesi gereken konuların başında geliyor. Çünkü hedefli reklamların yanında müşterinin aynı zamanda görülme ve tanınma gibi talepleri de kişisel tatmin duygusu için olmazsa olmaz konuların başında geliyor. Dolayısıyla kitlesel kişiselleştirme ve yapay zekanın birleşimi pazarlama stratejisi için kritik öneme sahip.
Talep edilen çözüm hızını aynı düzeyde seçimlerinde de yaşamak isteyen tüketiciler için daha cazip ve tercih edilen reklam ve içerikler kullanmak sadece bu yıla özel değil her yıl yapılması gerekenlerin başında geliyor. Ben atlamamak için maddelere eklemeyi doğru buldum.
Yeni nesil derken müşterinin bu dönemde en çok beklediği güven ve samimiyet olduğu için bunu sağlayacak pazarlama araçlarını seçmek de önemli. Son 10 yılın pazarlama taktikleri arasına giren Influcer Marketing’i şiddetle bu yılda kullanılması gereken ve hatta kitlesine direkt yolla ulaşması için bütçesinin en az çeyreğini ayırması doğru olacak bir araç olarak görüyorum. Çünkü güvenilir Influcer terimi artık çok daha fazla hayatımızda, bizim yerimize deneyimleyen birini görmek ve geri dönüşler almak, reklam olduğunu bilsek bile sabah akşam kişinin deneyimlerinden faydalanmak ister istemez kişisel tercihlerimizi de etkiliyor ve onu bir pazarlama malzemesi olmaktan çıkararak yumuşak geçişli bir tavsiye mekanizması haline getiriyor.
Bunun yanında samimiyet dediğimiz olgu sadece Influencer Marketing ile sağlanmıyor. Aynı zamanda tüketicisi ile temas kuran herkes doğrudan müşterisi ile etkileşim halinde olarak bağ kurabiliyor. Özellikle Instagram butiklerinin bu denli başarıya ulaşmasının en önemli sebebi, ürünü pazarlayan kişilerin şirket sahipleri olması gerçeği olduğunu da düşünmüyor değilim.
Tüketici popülasyonunun değişiminde Z kuşağının taleplerini ve iletişim koşullarını da unutmamak gerekiyor. Sosyal medyanın etkisiyle pazarlama teknikleri o kadar çoklandı ki, küresel köyde şirketlerin imajları da aynı zamanda bir pazarlama mekanizması haline geldi. Y ve Z kuşaklarının anlam arayışı ve hassasiyet gösterdiği konular şirketler için gözde bir PR malzemesine dönüştü. Çevreye duyarlı yeşil şirketler, hayvanlarımızı korumak için dağıtılan kampanyalı ürünler, kadınların hijyen ihtiyacını karşılamak için aldığın her ürüne karşı başka bir hemcinsine yardım edebilme olanağı gibi çok güzel, çok beğendiğim projeler hayata geçti. Projelerin sahipleri duygusal anlamda da tüketiciye bir sadakat gerçekleştirmesi için bir programa dahil olmasını sağlıyor ve bir ekosistem oluşturuyor. Ben dahil birçok kişinin tercihini bu yönde kullanıyor olmasından memnuniyet duymakla birlikte 2025 yılında artarak çoğalmasını da ümit ediyorum.
Öğretici içerikler ve alan dışı konularda tüketiciye başka ürünler sunarak akılda kalıcılığı artırabilmek de artık çok mümkün. Firmalar da bence bu ipucunu görmüş olacaklar ki, bu işi çok başarıyla yapıyorlar. Eğitimle ilgili bir sektör olmasa dahi webinarlar veya canlı yayınlarla destekledikleri bazı oturumlar sayesinde çoklu kitlelere ulaşabiliyorlar. İşveren markası yaratıyorlar ve ürünleri dışında bu ürünleri üretirken geçen süreçleri bir pazarlama malzemesi haline getiriyorlar. Çok çok çok önemli bir nokta çünkü mutlu çalışan iyi ürün denkleminin mesajını bize vermiş oluyorlar. 2025 yılında hem yetenekleri tutturma açısından hem de pazarlamanın gizli silahı işveren markasını da parlatmak gerçekten parlak bir ipucu olarak değerlendirilebilir.
Şirket sözcü imajı da genel kurallara son ekleyeceğim madde olacak. Tüm bu maddelere ek olarak ‘Murat Ülker’ örneğini vermeden geçemeyeceğim. Bence online mecralarda adına CEO yönetimi diyebiliriz, şirket sözcüsü imaj yönetimi diyebiliriz. Ne dersek diyelim, müşteri ile birebir bağlantıda olmak oldukça güçlü bir duruş. Ürünün güvenilirliğini ve çözüme olan inancı arttırmayı bırakın tüm bu duygusal unsurları en üst seviyede yaşanır hale getiriyor. Etkin bir sosyal mecra yönetimi, marka ile doğru orantılı bütünsel bir imajı ortaya koyuyor.
Sizlerle pazarlamaya dair olası tüm genel fikirlerimi paylaştım. Eklemek istediğim ve bence her şeyin üstünde olduğunu düşündüğüm son konu olan ‘inovasyona’ da tüm genel ibarelerden uzaklaştırarak ayrı bir yer vermek istiyorum.
Tüm konuştuğumuz pazarlama yöntemleri zaten hemen hemen herkesin kafasında bir fikir üretebildiği konular. Ama inovasyon öyle değil.
İnovasyon bir bakış açısı ve pazarlamanın bütünleşik süreçlerini doğrudan etkileyen en kritik unsur. Çünkü bir vizyon ve başlı başına bir pazarlama malzemesi. Düşünün ki, patent sayıları ile global marka haline gelmiş bir şirketin tüketici gözündeki algısını veya elimizdeki icadın tamamen yerli ve milli oluşunu veya gelişmiş ülkelere know-how sattığımızı…
Bundan daha değerli ve kalıcı bir imaj olması mümkün mü?
Dolayısıyla inovasyonun katma değeri tüm markalar için bambaşka bir yerde olmalı. Zaten o şirkette var olan üretim pazarlamasını kendi yapacaktır. İmajını kendi çizecektir.
Hem inovasyon bakış açısı olmadan,
• Teknolojik gelişmeleri nasıl takip edebilirsiniz?
• Sosyal medyayı nasıl etkin kullanabilirsiniz?
• Nasıl veri analiz edebilirsiniz?
• Hedef kitlenizi nasıl yorumlar ve bir ihtiyaç yaratabilirsiniz?
• Nasıl yeni dünya şirketi olduğunuzu kanıtlarsınız?
• Yapay zekaya hiç girmiyorum bile, yapay zekayı nasıl markanıza entegre edebilirsiniz?
İşte tüm bu soruların yanıtı ve genel pazarlama ipuçlarının etkin kullanılabilmesinin yolu inovasyonun bir pazarlama stratejisi / malzemesi olarak görmekten ve uygulamaktan geçiyor.
2025 hepimize uğurlu gelsin ve inovasyon dolu bir yıl olsun…
Yorum Yazınİçerik hakkında ki düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.