L’Oréal Türkiye, ‘Gücünü Teknolojiden Alan Sürdürülebilirlik’ projesiyle çevre konusunda iddialı hedefler peşinde ilerliyor. L’Oréal Türkiye, proje kapsamında su ve enerji tasarrufundan plastiklerin geri dönüşümüne, bitki bazlı üretimden tedarik zincirine kadar birçok alanda çevreci uygulamalarını başarıyla hayata geçiriyor.
Çalışmalarını her alanda hızlandıran, bilim, teknoloji ve insan odağında sürdürülebilirliğe yeni bir boyut kazandırmayı amaçlayan L’Oréal Türkiye,; dijital dünyada da sürdürülebilir çözümler geliştirmek için projelerine yenilerini ekliyor. ‘Gücünü Teknolojiden Alan Sürdürülebilirlik’ başlığı altında dijital eko-sistemin yarattığı karbon emisyonunu sınırlamaya odaklanan L’Oréal Türkiye, 47 ülkede faaliyet gösteren Fransız start-up IMPACT+ ile iş birliği yaptı. L’Oréal ekosistemi içerisindeki tüm ülkelerde gerçekleştirilmesi planlanan iş birliğinin pilot ülkelerinden biri olan Türkiye, bu iş birliğiyle sosyal medya, yayın içi video ve programatik satın alma gibi tüm dijital medya aktivasyonlarında sera gazı emisyonlarını ölçtü.
L’Oréal Türkiye, Maybelline New York ve Vichy ile gerçekleştirdiği kampanya kapsamında açıkladığı sonuçlar kapsamında, kreatif boyut optimizasyonu, kompleks görsel azaltımı ve hedeflemelerde yapılan cihaz ve bağlantı optimizasyonuyla karbon salınımlarını yüzde 40’a varan oranda azalttı. Böylece L’Oréal, sürdürülebilir dünya hedefleri kapsamında dijital karbon emisyonunu azaltmak için kendi inisiyatifini hayata geçirmesiyle küresel olarak gerçekleştirdiği dijital çalışmalar ile 2023 yılında dünyanın etrafını uçakla 6 bin kez dolaşmaya eşdeğer olan 55 bin tonluk karbon emisyonunun önüne geçti.
L’Oréal Türkiye Ülke Genel Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen, dünyanın en kapsamlı sürdürülebilirlik hedeflerini hayata geçirmeyi sürdürdüklerini ifade ederek, “Bilimin ışığında teknolojinin gücünden yararlanarak gezegenimize saygılı bir biçimde çalışmalarımıza her geçen gün bir yenisini ekliyoruz. Gerçekleştirilen araştırmalar kapsamında, tüketicilerin yüzde 76’sı iklim değişikliği konusunda endişe duyuyor.
L’Oréal Türkiye olarak sürdürülebilirlik bizim için her alanda varlığını koruyor. Bu yaklaşımımıza gezegenimizin elle tutulabilir doğa rejenerasyonu gibi konular da dahil veya dijital dünyada karbon emisyonunu azaltmak da... Meseleye hepimizin elini taşın altına koyması gereken bir durum olarak bakıyor, çalışmalarımızı da her alanda hızlandırarak bilim, teknoloji ve insan odağında sürdürülebilirliğe yeni bir boyut kazandırıyoruz. Bu ana başlıklar altında yürüttüğümüz çalışmaların sürdürülebilir bir dünya için itici güç olacağına inanarak yolumuza devam ediyoruz” dedi.
112 olimpik havuzu dolduracak su tasarrufu sağlandı
L’Oréal Türkiye’nin ‘Gücünü Teknolojiden Alan Sürdürülebilirlik’ başlığı altındaki dijital eko-sistem projesinde öne çıkan bazı detaylar şöyle:
- L'Oréal’in Gjosa ile geliştirdiği ve kuaför salonlarında yüzde 69’a varan su tasarrufu sağlayan duş başlığı uygulaması 2023'ten bu yana Avrupa ve Orta Doğu'da 11.000'i aşkın kuaför tarafından kullanıldı. 279 milyon litre, yaklaşık 112 olimpik yüzme havuzu dolduracak kadar su tasarrufu sağlayan ve 18 milyon kWh enerji tasarrufuna olanak veren bu inovasyon, Türkiye’de yaklaşık 100 bin kişinin 1 yıllık TV izleme süresine eşdeğer.
- L’Oréal Türkiye, her yıl 51 milyon adet şampuan ve saç kremi üretimi gerçekleştirdiği İstanbul Üretim Tesisi’ni ‘Suyu Geri Dönüştüren Su Dostu Fabrika’ya çevirdi. L’Oréal Grup çatısı altında bunu gerçekleştiren 7’inci ülke Türkiye olurken, İstanbul Üretim Tesisi’nde kullanılan endüstriyel suyun yüzde 100’ü geri dönüştürülerek, tekrar kullanılıyor.
- 2021 yılından bu yana ‘Plastiksiz E-Ticaret’ yaklaşımıyla e-ticaret ve B2B gönderimlerinde dolgu ve koruma malzemelerinin, koli ve güvenlik bantlarının yüzde 100’ünü, plastik yerine geri dönüştürülebilir kağıttan elde eden L’Oréal Türkiye, 2025 yılına kadar tüm plastik ambalajlarını yeniden doldurulabilir, yeniden kullanılabilir, geri dönüştürülebilir veya kompost yapılabilir hale getirmeyi hedefliyor.
- Doğadan ilham alarak ‘Yeşil Bilim’ odağında inovasyon çalışmalarına hız veren L’Oréal Grup, ürünlerini yüzde 65 oranında bitki bazlı veya bol mineralden elde edilen içeriklerden oluşturuyor. Doğanın, güzelliğin geleceği olduğuna inanan L'Oréal Grup'ta, 2030'a kadar içeriklerin yüzde 95'i biyo-bazlı, bol mineral kaynaklardan veya döngüsel süreçlerden elde edilecek.
- Yeşil kimya prensipleri C Vitamini içeren ürünlerde de kendini gösteriyor. Öncelikle buğday kullanarak C vitamini üreten L’Oréal, bu üründen elde ettiği glikozu Yeşil Kimya ile dönüştürüyor. Daha sonra 2 farklı biyoteknoloji sürecini gerçekleştiren L’Oréal, çevreye en az etkiyle, yenilenebilir kaynaklardan türettiği C Vitamini Garnier C Vitamini Serumu gibi ürünlerinde kullanıyor.
- ‘Dünyayı Harekete Geçiren Güzelliği Yaratmak’ vizyonuyla, eczacılarla ‘Gelecek için Eczaneler’ programı başlatıldı. Sürdürülebilirlik Akademisi & Bureau Veritas ile iş birliği yapılan bu programda, ocak ayında 500’den fazla eczane sürdürülebilirlik konusunda bilgilendirilerek, konunun önemi vurgulandı. Program, eczanelerin çevre, enerji, su, atık, tedarik zinciri, müşteri geri bildirimi ve ekip yönetimi başlıklarında alanlarında somut aksiyonlar almasını hedefliyor.
Yorum Yazınİçerik hakkında ki düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.