İhracatı artırmak için çevre dostu marka yaratmaya hazırlanıyor…
1980 yılında girdiği tekstil sektöründe 43 yıldır ihracat başta olmak üzere pek çok alanda tecrübe edinen Nilgün Özdemir, 2024 yılında Selöz Tekstil çatısı altında ihracata dönük yeni bir markanın lansmanını yapmak için kolları sıvadı. Erkek ve kadın dış giyim alanında üretecekleri ürünleri İngiltere, İskandinav ülkeleri ile Birleşik Arap Emirlikleri’ne ihraç etmeyi hedefleyen Özdemir’in yeni marka koleksiyonun mottosunu, ‘Dünyayı tüketmeden dünya için üretme’ anlayışı oluşturuyor.
Nilgün Özdemir, tekstil sektöründe pek çok meslek örgütündeki aktif çalışmalar ve ihracatçı kadınlar için yürüttüğü organizasyonlar ile tanınmış bir sima. Son yıllarda tüm emeğini ve vaktini, 1980 yılından bu yana tekstil sektöründe edindiği deneyimleri, sivil toplum kuruluşlarında ve meslek örgütlerinde üstlendiği görevlerle yine sektöre aktarmaya ayıran Nilgün Özdemir, gelecek yıldan itibaren ise enerjisini Selöz Tekstil’e vererek markalaşma çalışmalarına ve şirket ihracatını artırmaya odaklanacak.
Eğitim hayatında verdiği mücadele ve azimle iş hayatında ciddi bir değişimin de mimarı olan Nilgün Özdemir, ilkokul 4. sınıfa kadar, doğduğu Samsun’da eğitim aldı. Annesi ve babası, iyi tanınan, özel tasarım dikiş diken terzilerdi. Yaşadıkları ekonomik sıkıntıdan dolayı İstanbul’a taşınma kararı almaları nedeniyle Özdemir, ilkokulu İstanbul’da tamamladı. İlkokul öğretmeninin teşviği ile 1972 yılında Özel Darüşşafaka Lisesi sınavına girdi ve kazandı. Böylece geleceğinin tamamını değiştirecek hayat macerası da başlamış oldu.
Özdemir, iki yılı hazırlık olan, sekiz yıllık lise eğitimini 1980 yılında tamamladı. Darüşşafaka Lisesi’ne seçilen her çocuk gibi o da, hayata dezavantajlı başlasa da aldığı eğitim ona sadece akademik olarak değil, hayata hazırlanmasında da büyük katkı sağladı. “Eğitimde fırsat eşitliği misyonunu 160 yıldır taviz vermeden sürdüren okuluma çok şey borçluyum” diyen Özdemir, üniversite eğitimi alamamış olmasına rağmen bugüne gelebilmesini tamamen Darüşşafaka Lisesi’nde aldığı eğitime bağlıyor.
Hayali pedagog olmaktı ama hayat onu tekstille tanıştırdı
Nilgün Özdemir’in hayali pedagog olmaktı. Hem çocukları çok seviyor hem de psikoloji alanı ilgisini çekiyordu. Ailevi sıkıntılardan dolayı eğitimine devam edemeyip çalışmak zorunda kaldı. Bu zorunluluk, pedagog olma hayalini gerçekleştirmesine engel oldu ama evren ona başka bir yol açtı.
Özdemir, 1980 yılında iş hayatına -henüz 18 yaşındayken- annesinin çalıştığı, tekstil sektörünün ilk ihracatçılarından Güneş Giyim Sanayii A.Ş.’de ilk adımını attı. Altı ay fabrikanın üretim fazlası satışının yapıldığı Osmanbey Mağazası’nda görev aldıktan sonra, merkeze geçerek ihracat departmanında çalışmaya başladı. Güneş Giyim’in sahiplerinden Sururi Güde ile tanışmış olması, tekstille tanışması, şirketin diğer ortağı Hulusi Çekiçer’in desteğiyle ihracat ve finansman departmanlarında görev alması; bugünkü kariyerinin bir anlamda zeminini oluşturdu.
43 yıldır tekstil sektörünün farklı taraflarında hizmet vermeye devam eden Nilgün Özdemir için tekstil sektöründe ve ihracat alanında çalışması ona çok büyük iş deneyimi kazandırdı. İşe başladığı yıllarda ihracat yapan firma iki elin parmakları kadar azdı; mevzuatlar zordu hatta aksesuar tedariği yapabilecek ithalat, geçici kabul rejimi bile yoktu. Özdemir o yılları; “Hala kullanılan 119 1B kanunu, o dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın fabrikamızı ziyaret ederek sıkıntılarımızı dinlemesiyle çıkmıştı. Askılı mal göndereceğiz, buna dair bir mevzuat olmaması sebebiyle tır şoförünün pasaportuna işlenerek ithal edilebiliyordu. Bu zorlu yıllarda, en yüksek kapasite ile ihracat yapan birkaç sayılı firmada çalışmak bana çok şey kattı. İlk yıkamalı pantolonu, ceketi, parça boyalı üretimi yaparak bu alanda da öncülük etmiş olduk. O yıllarda bin 100 personel ve 48’e yakın küçük fason atölye ile üretim ve ihracat yapmak hiç de kolay bir iş değildi ama çok çalışarak bunu başardık” diyerek anlatıyor.
2024’de markalaşmaya giderek ihracatı artıracak
1983 yılında Güneş Giyim ailesine gelin olarak katılıp ailenin bir ferdi olarak şirketteki görevlerine devam eden Nilgün Özdemir, sonraki yıllarda şirketin tekstil sektöründen ayrılma kararı nedeniyle eşiyle birlikte Selöz Tekstil firmasına ortak oldu. Erkek takım elbise, erkek ve kadın dış giyim alanında faaliyet gösteren Selöz Tekstil’e 1998 yılında katılan Nilgün Özdemir, o tarihten bu yana şirketin hem üretim hem de ihracat ayağında görevler üstleniyor. Üretimlerinin yüzde 65’ini uzun yıllardır İngiltere ve İskandinav ülkelerine ihraç ettiklerini açıklayan Nilgün Özdemir’in heyecanla aktardığı gelecek döneme ilişkin bazı yatırım ve hedefleri var.
Selöz Tekstil’de 2024’ün ihracata dönük atılım yılı olacağını söyleyen Nilgün Özdemir, mevcut çalıştıkları ve üretim yaptıkları yurtdışındaki markaların yanı sıra kendi markaları ile üretim yapmak için hazırlıklara başladıklarını belirtiyor. “43 yıllık tekstil deneyimimin en heyecan verici meyvesi’ diye tanımladığı bu yeni marka ile Selöz’ün ihracatta güçlenmesini ve ihracat rakamlarını artırmasını amaçladıklarını söyleyen Özdemir, “Gelecek yıl kendi markamızla ihracatta çıkış yapacağız. Bunun için çalışmalarımıza ağırlık verdik. Erkek ve kadın dış giyim alanında üreteceğimiz yeni markalı ürünlerimizi İngiltere, İskandinav ülkeleri ile Birleşik Arap Emirlikleri’ne ihraç etmeyi hedefliyoruz” diyor.
Yeni marka altında üretecekleri ürünler için sürdürülebilir ve çevre dostu bir koleksiyon hazırlığı içinde olduklarına da değinen Nilgün Özdemir, yeni markanın özünü oluşturan anlayış ve tarz hakkında ise şu bilgileri veriyor; “Yenilenebilir ve geri dönüştürülebilir ürünler dünyada son yıllarda çok talep görüyor. Hem ürünün çevre dostu olması hem de tekrar kullanabilir olması çok önemli. Herkesin odak noktasında bu anlayış var. ‘Dünyamızı tüketmeden dünya için üretme’ felsefesiyle markamızı ve koleksiyonumuzu kurgulayacağız.”
“İnandığımı ısrarla savundum, pes etmedim”
Bugün aile şirketi Selöz Tekstil’in Yönetim Kurulu Üyeliği görevinin yanı sıra İHKİB iştiraki olan Ekoteks Laboratuvar ve Gözetim Hizmetleri A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüten Nilgün Özdemir, iş hayatındaki başarının sırrını pes etmemek, azimli olmak, işini takip etmek şeklinde açıklıyor. Kariyerinde bu noktaya gelinceye kadar hiç geride durmadığını, doğru bildiğini yaptığını ve o şekilde davrandığını söyleyen Özdemir, “Hep atak ve çalışkan biri oldum. Hiçbir konuda çekimser davranmadım, inandığımı ısrarla savundum, pes etmedim. Mesela ihracat yaptığım ülkelerde de cinsiyete dayalı bir zorlukla karşılaşmadım. Kadın olduğumu düşünerek iş yapmadım. Erkeğin yapabildiğini benim de yapabilmemin mümkün olduğuna inandım. Bu da büyük bir mücadele tabii. Belki de bu yapım yüzünden kimsenin kadın olduğum için farklı davrandığına şahit olmadım. Ancak bu demek değil ki toplumda hep böyle oluyor. Çevremde can tavanlara çok şahit olduğum örnekler de var maalesef” diyor.
Önyargıları yıktı, işi aldı
Uzun yıllar ihracat alanında çalışma yapan ve pek çok tecrübe edinen Nilgün Özdemir’in bu yıllara ait ilginç bazı anıları da var. Bazı ihracat müşterileriyle hem kadın hem de Türk olması nedeniyle üzücü anılarının da olduğunu dile getiren Özdemir, aklında yer eden bir anısını şöyle aktarıyor:
“İlk defa çalışmak istediğim bir müşteriye ait olan anım var ki aslında çok çarpıcı ve üzücü. İngiliz büyük bir takım elbise alıcısı olan müşterimle irtibata geçerek kendisini ziyaret etmek istediğimi bildirdim. O hafta da orada Manchester- Galatasaray maçı vardı ve İstanbul’daki maç maalesef olaylı bitmişti. Bu nedenle, Türk olduğum için ‘uygun bir zaman değil’ diyerek kabul etmedi. İllaki açık bir ajandanın kapanması gerekliliğinden hareketle, bu defa kendisini İstanbul’a özel davet ettiğimi, misafir olarak ağırlayacağımı, tesisimizi yerinde görme fırsatı bulabileceğini anlattım. Ancak daha önce hiç gelmediğini, bu davete de sıcak bakmadığını belirterek teklifimi de reddetti. Çok üzüldüm ama pes etme niyetinde değildim. Mutlaka Paris Premier Vision kumaş fuarına gidebileceğini tahmin ederek orada görüşmeyi önerdim. Artık mecburen teklifimi kabul etti ve akşam yemekte buluştuk. Yemekte Türkleri tanımadığını ve görüntümden endişe duyduğu için davetlerimi kabul etmediğini söyleyerek çok özür diledi. En kısa zamanda İstanbul’a geleceğini belirtti ve ayrıldık. İstanbul’a seyahatini organize ettim. Geldiğinde de bu defa ikinci özrünü diledi. Kendisinin Yahudi asıllı olduğunu ve uçaktaki dergiden Osmanlı’nın Yahudilere destek verdiğini ve kabul ettiğini öğrendiğini belirtti. Her iki özür de yerindeydi. Aramızdaki iş ilişkisi sayesinde bu müşterim hem Türkler hakkında bilgiler edinmiş hem de önyargıları yıkılmış oldu. Böyle bir enteresan başlangıcın ardından kendisiyle yıllarca çalıştık.”
Gençlere tavsiyesi; ‘Kimsenin yapmadığını yapabilmenin yollarını arayın’
Nilgün Özdemir’in hayatında ona fırsat veren, güvenen ve kendisinin ilham aldığı çok insan oldu. Bu insanların güvenlerini boşa çıkarmamak için çok çalıştı, hep ileri bakmaya gayret etti. ‘İmkansız diye bir şey yoktur’ düşüncesine inandı. ‘Biri yapabiliyorsa, herkes yapabilir’ sözüyle de yolculuğunu sürdürdü. Hayatta zorluklarda yere düşülse de ayağa kalkacak cesarete sahip olmanın çok büyük bir değer olduğunu düşünen Özdemir’in bugün gençlere ve girişimcilere yürekten inanarak söylediği en büyük tavsiyesi, ‘ne olursa olsun pes etme’ mottosu...
Hayatta edindiği tecrübelerle bazı mesajlar veren Nilgün Özdemir, ihracatta başarılı olmak isteyen girişimci kadınlara ve gençlere her şeyden önce kesinlikle kendilerine güvenmelerini öneriyor. Bir girişime adım atmak isteyenlerin ‘ben yapamam’ düşüncesini akıllarından çıkarmaları gerektiğini belirten Özdemir, “Girişimcilerin ‘acaba mı?’ sorusu yerine, ‘birileri yapabiliyorsa neden olmasın?’ demeleri gerekir. Hatta kimsenin yapmadığını yapabilmenin yollarını aramalarını düşünmeliler. Gençlere öğretmemiz gereken en önemli düşünce bence bu. Çünkü ancak o zaman girişimci bir ruha sahip olurlar” diye konuşuyor.
“Ekoteks ihracatçıların en büyük destekçisi”
İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin (İHKİB) 1998 yılında kurduğu Ekoteks Laboratuvar ve Gözetim Hizmetleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı da olan Nilgün Özdemir, Ekoteks ile verdikleri analiz ve test hizmetleri ile ihracatçılara çok büyük kolaylıklar ve destek sağladıklarını söylüyor. Ekoteks’in amacının, ihracat yapan firmalara en kısa zamanda, test maliyetlerini en düşük seviyede tutarak hizmet vermek olduğunu dile getiren Özdemir, ayrıca tekstil ürünlerinin kalitesini istenen seviyeye yükseltmeye ve sürekliliğini sağlamaya yönelik önemli katkıda bulunduklarını belirtiyor. Ekoteks ile ihracatçıya yabancı sermayeli diğer laboratuvarlara alternatif yaratıldığını, daha hızlı ve az maliyetli hizmet almalarının sağlandığını aktaran Özdemir, “Fizik, kimya, elyaf, ekoloji, su ve mikrobiyoloji olmak üzere 6 farklı laboratuvar kurduk. Pek çok ürünü test edebilecek fiziksel ve analitik cihaz alt yapısına sahibiz. Bu ürünlere yönelik fiziksel performans testleri, haslık ve görünüm testleri, yanmazlık testleri, analitik kimyasal testler, mikrobiyolojik testler, elyaf testleri gibi pek çok uygulamaları bulunuyor. İhracatçılar direkt yurtdışında yaptırmak zorunda kaldıkları analizleri Ekoteks ile çok daha ucuza yaptırabiliyor. Sektörün yanında olmamız, firmalarımızın daha hızlı ve rekabet edilebilir fiyatlarla analiz hizmeti almalarını sağlıyor. Fiyat avantajımız ile onların pazarlık edebilmelerini sağlıyoruz” bilgisini veriyor.