18’inde şirket kurdu, Türkiye’de mobilya ihraç eden ilk kadınlardan oldu…
Tam 40 yıldır iş hayatında olan Öznur Uysal’ın girişimcilik hikayesi henüz 18 yaşında iken Hollanda’da mobilya üreterek başladı. Daha lise yıllarında tek bir dikiş makinesi ile çıktığı girişimcilik yolculuğu onu önce Hollanda’nın en büyük 25 mobilya üreticisinden biri, ardından da Türkiye’nin ilk kadın mobilya ihracatçılarından yaptı. 30 yıldır Türkiye’de üretim ve ihracat yapan Uysal’ı bugün sektördekiler ‘mobilyacıların ablası’ olarak tanıyor.
Öznur Uysal, çok küçük yaşlardan itibaren üretmenin ve bir gün kendi işini kurmanın hayalini kurdu. Bu heyecandan olsa gerek daha lise yıllarında yaşadığı kasabanın sanayi bölgesini bisikletle gezerek, hayalini nasıl hayata geçirebileceğinin yolunu araştırdı. Hedefine o kadar odaklandı ki hem babasının desteğiyle hem de girişimcilik çabasıyla ilk şirketini 1983 yılında henüz 18 yaşında kurma başarısı gösterdi.
Çok genç yaşta girişimciliğe adım atmasının yanı sıra Öznur Uysal’ı farklı kılan bir diğer özelliği, bunu Hollanda’da gerçekleştirmiş olması... Karadenizli bir ailenin beş çocuğunun en büyüğü olarak İstanbul’da doğan Uysal, babasının işi nedeniyle ailesiyle Hollanda’ya taşındı ve Kuzey Brabant’ta ufak bir liman kasabasında büyüdü. Kişiliği gereği meraklı ve araştırmacı bir çocuk, hırslı ve başarıda ısrarcı bir öğrenci oldu. Eindhoven Meslek Lisesi Tasarım Dekorasyon Bölümü’nü okurken, yaz tatilini yaşadığı kasabada bir işte çalışarak değerlendirmek istedi. 16 yaşında yatların içine yastık üreten bir firmada yaptığı staj hem bunu sağladı hem de farkında olmadan girişimciliğe giden yolda ona bir kapı açtı.
Hollanda’nın 25 büyük mobilyacısı arasına girdi
Aklında sürekli bir iş yapma planı olan Öznur Uysal, 17 yaşının yaz tatilinde bu fikrini hayata geçirmek için kasabadaki yat içi mobilya üreticileriyle görüşüp fason yastık dikimi için iş istedi. Gösterdiği istek ve heyecanla bir firmadan fason yastık üretim siparişi almayı başarınca, bu defa babasının desteğiyle kompersörlü sanayi tipi bir dikiş makinesi aldı. Babasını, “İşe başlarken kendime ve başaracağıma inandım. Bana benim dışımda ilk güvenen kişi ise babam oldu. Çok genç yaşta hiç bilmediğim bir sektörde böyle bir işe girmeme hayır demedi. O zaman bir aylık maaşının yarısından fazlasıyla gidip ilk dikiş makinemi aldı ve bana yepyeni bir hayatın yolunu açtı” diyerek anlatan Uysal, limana yakın küçük bir yer kiralayarak ilk üretimlerine tek başına başladı.
Yatlarda kullanılan büyük minderlerin ve yatak kılıflarının dikimleriyle başlayan üretimin yeni siparişlerle büyümesi sonucu yeni dikiş makineleri alan Uysal, 1983 yılında 18 yaşındayken şirket kurarak, ticaret odasına babasıyla birlikte gidip şirket kaydını yaptırdı. “O bölgede şirket kuran ilk Türk çocuğu ben oldum” diyen Uysal, yeni aldığı siparişlerle çalışan sayısını zamanla artırdı. Hiç mobilya ve üretimle ilgili eğitimi olmamasına rağmen işle birlikte kendini geliştirdi ve önüne yeni hedefler koydu.
Yaklaşık 2 yıl sonra fason üretimi bırakma kararı alması ise onun için yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Kasabadaki organize sanayi bölgesinde büyük bir yer kiralayarak kendi markasıyla koltuk ve sehpa üretimine giren Uysal, istikrarlı bir şekilde yıllar içinde o kadar büyüdü ki 1993’te Hollanda’daki 25 büyük mobilya üreticisinden biri haline geldi. Özellikle deri oturma grupları konusunda Hollanda’nın en uzmanlaşmış, tanınan markası oldu. Aynı zamanda oturma grubu ve sehpa üretimine geçtiği dönemden itibaren de Belçika, Lüksemburg, İngiltere ve Almanya’ya ihracat yaptı.
Türkiye’den deri koltuğu ilk o ihraç etti
Ancak Hollanda’da 1993 yılında sektörde yaşanan kriz Öznur Uysal’ın gelecekle ilgili yatırım ve büyüme planlarında değişikliğe gitmesine neden oldu. Hollanda’da üretimin zorlaşması nedeniyle yeni arayışlara girmesi, karşısına Türkiye’de üretim yapma fikrini çıkardı.
Uysal bu düşünceyle 1993’te İstanbul’da Sitdesing adıyla bir şirket kurdu. Hollanda’dan makine ve ekipmanları tırlarla İstanbul’a taşıyarak, kiraladığı bir binada deneme üretimlere başladı. İlk bir yıl İstanbul’da üretim düzeni kurmak, hammadde temin etmek için çok zorluk yaşadı. İlk 6 ayı, Hollanda’daki üretim kalitesini devam ettirmek için İstanbul’da sünger, deri, ahşap gibi birçok hammaddeyi alacağı firmaları belirlemekle geçti. Personel aldı, eğitti. 1 yılın ardından ise artık her hafta iki tır mobilyayı ihraç eder noktaya geldi.
Türkiye’de resmi kayıtlara göre deri koltuk üretip ihracatını yapan ilk üretici olan Öznur Uysal, bugünlere gelişini şöyle anlatıyor; “1993 yılında Hollanda’dan üretimi buraya taşısak da müşteri portföyümüz orada kalmıştı. Dolayısıyla Türkiye’de üretime başladığımız andan itibaren ihracata da başladık. Hollanda, Almanya gibi eski müşterilerimize Türkiye’den mal gönderdik. 2. yılın sonunda ise iç piyasa bizi keşfetmeye başladı. 30 yıldır Türkiye’de üretim yapıyoruz. O günden bu yana hem iç hem dış pazara yönelik üretiyor ve satıyoruz. Üretim ve satışımızın yüzde 90’ını ise deri oturma grupları oluşturuyor.”
12 ülkeye 2,5 milyon dolarlık ihracat yapıyor
Bugün İstanbul’da 3 bin metrekarelik bir alanda üretim yaptıklarını dile getiren Öznur Uysal, kapasiteyi artırmak adına önümüzdeki 3 yılda üretimi Silivri’de kuracakları yeni fabrikaya taşımayı planladıklarını açıklıyor. Üretim ve satışın ağırlıklı olarak proje bazlı siparişler üzerine gerçekleştiğini dile getiren Uysal, “15 yıl önce dekorasyon bölümümüzü devreye aldık. Toptanı bıraktık ve proje odaklı çalışmaya ağırlık verdik” diyor.
Son 10 yılda firmanın ihracat pazarlarında değişim olduğuna da dikkat çeken Uysal, 2000’li yıllardan itibaren Avrupa pazarının azaldığını, yerine Ortadoğu, Arap ve Afrika ülkelerinin geçtiğini belirtiyor. Belçika, Hollanda, Almanya’nın yanı sıra Katar, Dubai, Libya, Kuveyt, Suudi Arabistan, Rusya, Togo, Tunus, Hindistan’a ihracat yaptıklarını söyleyen Uysal, “Bu yıl Rusya’ya ilk kez ihracat yaptık. Önümüzdeki günlerde de Rusya ile büyük sipariş anlaşmaları yapacağız. Bu yıl ayrıca ilk kez Togo ile çalışıyoruz. Togo’da iki havaalanının mobilyalarını biz üreteceğiz” bilgisini veriyor.
Herkes onu ‘mobilya sektörünün ablası’ olarak biliyor
Öznur Uysal, erkek egemen bir sektörde bir kadın üretici ve ihracatçı olarak yıllardır yer almakta. Hollanda’da bir kadın üretici ve firma sahibi olarak hiç zorluk yaşamasa da Türkiye’ye geldiği ilk yıllarda bazı sıkıntılarla karşılaşmış. Kadın erkek ayrımı yapmadan iş hayatında çalışmaya inanan ve iş ilişkilerini bu düşünceyle yöneten Uysal, 1990’lı yıllarda bir kadın olarak mobilya sektöründe karşılaştığı davranış ve yaklaşımlara karşı hep dik durmuş.
Zamanla sergilediği net tavra, sektördeki erkeklerin de alıştığını söyleyen Uysal, yaşadıklarını şöyle anlatıyor; “Ben kendimi hiç kadın gibi görmedim. Babam da beni hiçbir zaman kız çocuğu gibi yetiştirmedi. İşimi de yaparken cinsiyet ayrımı yapmadım. Ama bana karşı erkeklerin davranışları ilk başlarda böyle olmadı. Mal alırken ya da satarken ‘Patronu çağırır mısın kızım?’ ya da ‘Biz eşinle konuşalım en iyisi’ diyen çok oldu. Hiçbirine kulak asmadım, yeri geldi rest çektim. Sonunda onlar, bana da prensiplerime de alıştı. Öyle ki yıllardır, sektörde herkes beni ‘abla’ olarak tanıyor. ‘Sitdesing’ eşittir ‘sektörün ablası’ olarak biliyorlar. Mal sattığımız bazı firmaların şimdi oğulları ile yani ikinci jenerasyonla çalışmaya başladık. Onlar babalarına göre daha eğitimli ve farklı. Şimdi artık onların da ablasıyım.”