Müşterilerinin teşvikiyle girişimci oldu, bugün ihracatı 2 milyon dolar…
Bir altın firmasında satış elemanıyken müşterilerinin teşvikiyle 33 yaşında kendi markasını yaratan Şermin Koç, 15 müşteri ile başladığı ihracatını 14 yılda 130’a yakın aktif müşteriye çıkardı. Yeni yabancı bayilikler vermeyi ve ihracatını iki katına çıkarmayı hedefleyen Koç, sektörde kadın girişimci ve çalışan sayısının artması için sadece kız öğrencilerin eğitim gördüğü Kuyumculuk Kız Meslek Lisesi’nin açılmasını öneriyor.
Erkek egemen kuyumculuk sektöründeki başarılı kadın hikayelerinden birine imza atan Şermin Koç, evini satıp elindeki tüm parayı sermaye yaparak önce girişimciliğe adım attı, sonra da firmasını üst segmentte altın ürünleri ihraç eden başarılı bir markaya dönüştürdü. Şermin Koç’un hayat hikayesi Bulgaristan’dan önce İzmir’e ardından da İstanbul’a uzanıyor. İş hayatındaki hikayesi ise İzmir’de kasiyerlik ve mağaza müdürlüğünden İstanbul’da başarılı bir altın ihracatçılığa evriliyor. Sonuçta ise bugün 6 ülkeye 2 milyon dolarlık altın takı ihraç eden bir büyüklüğe ulaşıyor.
Doğduğu Bulgaristan’dan ailesiyle birlikte gördükleri baskı nedeniyle 20 yaşında Türkiye’ye göç eden Koç, 1995 yılında İzmir’e yerleşmesinin ardından yeni bir hayata başladı. Evlenip çocuk sahibi olmasının yanı sıra bir markette önce kasiyerlik ardından da mağaza müdürlüğü yaptı. Ancak 2002 yılında eşinin işi nedeniyle İstanbul’a taşınması, onun için hayatında girişimcilikten patronluğa uzanan bir kariyer sürecinin de başlangıcı oldu.
İstanbul’a taşınınca Rusça ve Bulgarca bilmesi nedeniyle Kapalı Çarşı’da bir takı kutu üreticisinin yanında çalışmaya başlayan Şermin Koç, 1,5 yıl bu firmada çalıştıktan sonra yaklaşık 7 yıl sektörün önde gelen iki markasında satış, pazarlama ve ihracat alanında görev aldı. Müşteri ilişkileri iyi olan ve işini en iyi şekilde yapan Koç, zamanla yurtdışında çalıştığı firmalardan şirket kurma yönünde teklifler almaya başladı. Yabancı müşterilerinin ‘şirketini kur, koleksiyonunu oluştur, senden mal alalım’ ısrarları sonucunda da tüm riski göze alıp 2009 yılında kendi işyerini kurmaya karar verdi.
2024 m2’lik ofisten Nuriosmaniye’de 180 m2 mağazaya...
O zaman elinde hiç sermayesi olmayan Şermin Koç, eşinin de onayıyla İzmir’de ailesine ait ev ve arsayı satıp sermaye yaptı ve kuyumculuk sektörüne bir girişimci olarak 33 yaşında adım attı. Daha önce çalıştığı altın firmasında hizmeti verdiği Bulgar, Rus, Kazak firmalarına bu defa kendi markası olan Fiore Doro ile satış yapmaya başlayan Koç, o günleri, “24 metrekarelik küçük bir ofiste işe başladım. Hem genç hem de bir kadın girişimci olarak bir anlamda eski patronuma rakip oldum. Hatta sektörde dededen kalma kuyumculuk yapan çok köklü firmalarla rekabet ettim. Ayakta kalmak için çok çalıştım ve işlerimi her yıl büyüttüm. 2-3 yılda bir dar geldiği için mağazamı daha büyük yerlere taşıdım. Kendi markamla 14 başarılı yılı geride bırakarak işte bu günlere geldim” diye anlatıyor.
Şu anda sektörün kalbinin attığı İstanbul’daki Nuruosmaniye Caddesi’nde 180 metrekare büyüklüğündeki 5 katlı binasından sektöre hizmet sunan Koç, markasıyla İtalya’dan ithal ettiği altın takıları hem Türkiye’deki kuyumcuların hem de 6 farklı ülkedeki kuyumcuların beğenisine sunuyor.
Yurtdışında yeni bayilikler oluşturmayı planlıyor
Şermin Koç’un markasını sıfırdan geniş kitlelerin tanıdığı bir konuma ulaştırması, aslında çok da kolay olmamış. Hem bir anne hem bir eş hem de genç bir girişimci olarak çok çalışmış, büyük uğraş vermiş. Bir yandan sektörle ilgili deneyim kazanırken bir yandan da mal aldığı İtalyanlarla iletişim kurmak için İngilizce öğrenmiş.
Bu geçen süre içinde hedeflerine ulaştığını söyleyen Şermin Koç, “Tabii ki daha iyisi için mücadelemiz, yaşam devam ettikçe sürecek. Gelecek hedeflerimiz özellikle yurtdışında büyümeyi içeriyor. Kazakistan, Bulgaristan, Gürcistan ve Tacikistan’da 4 bayimiz var. Başka ülkelerde de bayiliklerimiz olabilir. Görüşmeler yaptığımız Romanya’daki bir firmaya önümüzdeki dönemde bayilik verebiliriz. Daha gidilecek çok deplasman var ve ihracat alanında büyüme potansiyelimizin farkındayız” diyor.
“İhracat potansiyelimiz çok fazla”
Markası Fiore Doro’nun ürün yelpazesinin sadece İtalyan altın takılardan oluştuğunu dile getiren Şermin Koç, yıl içinde birçok kez yeni koleksiyonu vitrinlerine taşıyor ve hem Türkiye’deki hem de yurtdışındaki kuyumcuların beğenisine sunuyor. Ürün yelpazesinin şık, fantezi altın takılardan oluştuğunu belirten Koç, “Ürünlerimiz vitrinde pırlantanın yanında sergilenen özel günler için alınan ve takılan üst segment ürünler. İtalya’nın önde gelen seçkin kuyum üretim atölyeleriyle iş birliği yapıyoruz. Şu anda 25’e yakın İtalyan firması ile çalışıyorum. Onların tasarımlarına kadın gözüyle minik dokunuşlar ve değişiklikler yaptırıyorum. Bu şekilde yaptığımız bize özel tasarımlar, yurtdışında büyük beğeni topluyor” diye konuşuyor.
Şermin Koç, Fiore Doro markasıyla 10 yıldır düzenli ihracat yapıyor. Şu an itibariyle 6 farklı ülkeye ihracat gerçekleştiren Koç, son yıllarda pandeminin olumsuz etkilerine rağmen ihracatını 2 milyon doların üzerine çıkarmayı başardı. Önümüzdeki süreçte her yıl bu rakamların üzerine çıkmayı hedefleyen Koç, ihracat alanında çok daha fazla potansiyelinin olduğunu dile getirerek, şunları söylüyor;
“14 yıl önce ilk ihracat başladığımda 15 firmaya mal satıyordum. Bugün 6 ülkede 130’a yakın yabancı müşteriye aktif olarak altın takı ihraç ediyorum. İhracat yaptığımız ülkelerin takı kültürlerine uygun modeller sunmaya özen gösteriyoruz. Dünya çapında takı kültüründe ortak beğeniler, son dönemde öne çıkmaya başlandı. Gireceğimiz pazarı önce analiz ediyor ve takı taleplerinin ne yönde şekillendiğini etüt ettikten sonra ticari girişimlerimize başlıyoruz. Yurtdışı açılımında kontrollü büyümeyi tercih ediyoruz.”
“Sektörde kadın yöneticilerin sayısı bir elin parmaklarından az”
Kuyumculuk sektöründe ihracat yapan firmalar içinde kadın firma sahibi olanların sayısının bir elin parmaklarını geçmediğine dikkat çeken Şermin Koç, büyük bir çoğunluğu kadınlara hitap eden bir sektörde kadın yöneticilerin çok az sayıda olmasından üzgün ve rahatsız. Kadınların özellikle hemcinslerinin zevklerini çok daha etkin analiz edeceğini söyleyen Koç, “Kadın gözüyle ürüne bakış açım, satışlarımızın da artmasına büyük katkı sağlıyor. Yeni model seçimlerimde ve ortalamanın üstünde satışa ulaşan takılar piyasaya sunmamızda, bu kadın bakış açımın önemli avantajlar oluşturduğunu görüyorum” şeklinde konuşuyor.
Dünyanın farklı ülkelerinde kuyumculuk sektörüne bakıldığında, erkek ve kadın sayısındaki oranın yaklaşık yarı yarıya olduğuna değinen Şermin Koç, sözlerini şöyle sürdürüyor; “Ülkemizde ise kadınların kuyumculuk sektöründe fırsat eşitliği elde edemediğini gözlemliyorum. Bugüne kadar kadın kimliğimle iş hayatımda negatif bir durumla karşılaşmadım ama pozitif bir fark da görmedim. Hatta ihracat çalışmalarında kadın kimliğin artı kattığını görüyorum. Yurtdışında kuyumculuk işi ile uğraşanların ciddi oranda kadın girişimcilerden oluşması bizim diyaloglarımıza da artı olarak yansıyor.”
“Sektörde kadınlara yönelik daha çok proje ve çalışma yapılmalı”
Son yıllarda sektörde kadınların daha etkin olması için bazı çalışmaların yapıldığını hatırlatan Şermin Koç, bu proje ve çabaların planlı şekilde artırılması gerektiğini düşünüyor. Ancak sistemli ve kararlı bir şekilde uygulanacak destek ve projelerle kadının kuyumculuk sektöründe daha çok yer ve görev alabileceğini vurgulayan Koç, “İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri’nin (İMMİB) yeni dönemdeki yönetim kurulunun, sektörümüzde kadınların daha aktif rol alması için uğraş verdiğini görüyorum. İlk kez İMMİB’te Kadın Kuyumcular ve İhracatçılar Komitesi kuruldu. Istanbul Jewelry Show (IJS) fuarında kadın firma sahiplerine bir miktar indirimle pozitif ayrımcılık uygulandı. Bu tür gelişmeleri mutlulukta takip ediyorum. Kadınların sektörümüzde hızla daha fazla yer aldığını görüyorum. Bu durum da bana gelecek adına ümit veriyor” yorumunu yapıyor.
