Kurumsal kültürlerinin ilham veren, meraklı ve yetkin bir organizasyon oluşturmak üzerine kurulu olduğunu dile getiren Novartis Türkiye İnsan ve Organizasyon Direktörü Özlem Sökmen, gelecekte de bu anlayışın şirketin odak noktasında olmaya devam edeceğini söyleyerek, “Esneklik ise kültürümüzün değişmez bir yapı taşı olarak her alanda var olacak. Güven ve açık iletişim kültürü ile hatalardan öğrenmeyi de gündemimizde tutacağız” diyor.
Dünya çapında hastaların dönüşen ihtiyaçlarına çözümler üreten İsviçre merkezli global sağlık firması Novartis, yıllardır sürdürdüğü insan kaynakları uygulamaları ve projeleriyle güçlü bir şirket kültürü yaratmayı hedefliyor. Türkiye’de faaliyete başladığı 1955 yılından beri sosyal ve ekonomik fayda sağlayacak şekilde çalışmalarını sürdüren şirket, başarısına etki etmesi amacıyla kültür, yetenek, çeşitlilik ve dahil etme konularına odaklanıyor.
Şirket stratejilerini, yarattıkları kurum kültürü ile uyumlu bir şekilde oluşturmaya önem verdiklerini söyleyen Novartis Türkiye İnsan ve Organizasyon Direktörü Özlem Sökmen, kurumsal kültürlerinin ilham veren, meraklı ve yetkin bir organizasyon oluşturmak üzerine kurulu olduğuna vurgu yaparak, “Bu şekilde çalışanlarımızın iş deneyimini geliştirebileceğimize ve dolayısıyla hedeflediğimiz iş sonuçlarına daha başarılı bir şekilde ulaşacağımıza inanıyoruz. İK olarak, doğru kültürün yaratılmasını sağlamak ve bu kültürde şirketimizdeki çalışanların yeteneklerini keşfedebilmek ve onları doğru zamanda doğru pozisyonlara yönlendirebilmek bizim için kritik. Gelecekte de ilham veren-meraklı-yetkin bir organizasyon yaklaşımımızı korumak ve geliştirmek, odak noktamızda olmaya devam edecek. Esneklik ise kültürümüzün değişmez bir yapı taşı olarak her alanda var olacak. Güven ve açık iletişim üzerine kurulu yaklaşımımızı ve hatalardan öğrenmeyi de gündemimizde tutacağız” diye konuşuyor.
Novartis’in tüm alanlarında süreçleri demokratikleştirerek çalışanların kendi gelişimlerini sahiplenmeleri için fırsatlar yarattıklarını aktaran Özlem Sökmen, aynı zamanda ‘doğru olanı yapma’ stratejisinden vazgeçmediklerini, doğru kararı verme ve her zaman şeffaf olma anlayışından ise hiç ödün vermediklerini belirtiyor. Novartis’in insan kaynakları ve kültür uygulamalarıyla nasıl fark yarattığı hakkında önemli detaylar paylaşan Sökmen, çalışan mutluluğunu, bağlılığını ve yaratıcılığını artırmak için geliştirdikleri öne çıkan projeleri de şöyle açıklıyor;
“Güncel trendleri takip ederek yenilikçi İK uygulamaları geliştiriyoruz”
Türkiye’deki organizasyonumuz sadece birçok ülke için ilaç üretmekle kalmıyor; aynı zamanda küresel roller için de alternatif bir merkez konumunda. Bu ülkemizdeki yeteneklerin ne kadar kıymetli olduğunun dünya tarafından kabul edildiğinin de bir göstergesi. Novartis Türkiye olarak çalışanlarımızı en önemli değerimiz olarak görüyoruz. Bu doğrultuda onların ihtiyaçlarına odaklanarak ve güncel trendleri de takip ederek yenilikçi İK uygulamaları geliştiriyor ve hayata geçiriyoruz. Birçok esnek çalışma modelini yıllar önce hayata geçirdik. Çalışan destek programı, esnek yan haklar, esnek mesai saatleri, merkez ofis çalışanları için ‘Çalışma Mekânını Kendin Seç’, ‘Esnek Cuma’, doğum gününde yarım gün izin hakkı gibi uygulamalar çalışanların rahat hissettikleri bir çalışma ortamı sağlarken işlerini keyif alarak yapmalarına da olanak veriyor.
İş ve özel yaşam dengesini de çok önemsiyoruz. Bu doğrultuda çocuklu çalışanlarımız için uzun yıllardır devam eden uygulamalarımız var. Okulun ilk günü ve karne gününde çocuklarının yanında olmalarını sağlayan ‘Çocuğunun Yanında Ol’, çalışanlarımızın çocuklarını ofisimizde ağırladığımız 23 Nisan’da ‘Çocuğunu da Yanında Getir’, yeni çocuk sahibi olan çalışanlarımıza ek maddi destek, erkek çalışanlarımız için 14 haftalık ücretli babalık izni, kadın çalışanlarımıza esnek doğum izni, hamilelik koçluğu, süt odası, yeni doğan desteği bu uygulamalar arasında yer alıyor. Pandemi sonrasında yeni uygulama ile, çalışanlarımızın kendi belirledikleri 3 gün ofisten, 2 gün ofis dışından çalıştıkları hibrit düzene geçtik. Ayrıca çalışanlarımız yıl içinde 4 hafta istedikleri yerden çalışabiliyor, bu da özellikle yaz ayları için tercih edilen ve beğenilen bir uygulamamız. Tüm çalışanlarımızın ve aile bireylerinin destek alabildikleri ve her alanda 7/24 danışmanlık hizmeti alabildikleri ‘Çalışan Destek Programı’ da çalışanlarımızın sıkça faydalandıkları uygulamalarımızdan.
“Amacımız kurum kültürümüzü her seviyede çalışana yaymak”
Kültür transformasyonunu sağlamak bizim için çok önemli. Bunun için de en tepeden başlayarak her çalışana şirket kültürünü yayıyoruz. Yöneticilerin rol model olması ve kültürü sağlamlaştırmasına yönelik, yetkin kültürümüzün ‘Unboss-Patronsuz’ yaklaşımından yola çıkarak oluşturduğumuz Unboss Liderlik Yolculuğu (ULE) programımızı uyguluyoruz. Yıllardır iş birliğine dayalı, esnek, açık iletişimi temel alan, kişilerin kendi gelişimlerinden birebir sorumlu oldukları “yetkinunbossed” yaklaşımını benimsiyoruz. “Yetkinunbossed” yaklaşımımız sayesinde paylaşımı teşvik eden, herkesin fikirlerinin dinlendiği, hatta uygulandığı bir organizasyonumuz var.
Kültürümüzde yetenek geliştirmek ve fırsatlar sunmak temel değerlerden biri. Ayrıca, başarının kutlanması ve başarısızlıkla öğrenme de bu kültürün bir parçası. Dolayısıyla, çalışanlarımızın potansiyellerini açığa çıkarmaları ve iş sonuçlarının sorumluluklarını birebir almaları bizim için çok önemli. Böylece yaratıcılıkları, tutkuları ve yetenekleri daha güçlü bir şekilde ortaya çıkıyor. Bu da hem iş sonuçlarına hem de organizasyonel gelişime son derece pozitif katkılar sağlıyor.
Kültürümüzde çalışan deneyimini son derece önemsiyoruz. Çalışanlarımızın işe girişinden itibaren hayatlarında önemli anlara dokunuyoruz. İşe giriş, adaptasyon, gelişim, liderlik, ödüllendirme, iş ve özel yaşam entegrasyonu ve işlerini yaparken ihtiyaç duydukları donanımı sağlamanın çok önemli olduğuna inanıyoruz. Yetenek stratejileri, yetenek kazanımı, iş gücü planlaması, işe yeni başlayanların oryantasyonu, kariyer ve başarı yönetimi gibi konularda onlara destek olacak şekilde her çalışana özel bir yol haritası belirliyoruz. Çalışanların bireysel gelişimini yakından takip ediyoruz. Novartis Türkiye olarak kurum kültürü alanında araştırma ve danışmanlık hizmetleri sunan birçok kurum tarafından farklı kültür ödüllerine layık görüldük. GPTW, Kincentric ve Top Employers bunlardan bazıları.
Ayrıca şirket içi iletişim ve paylaşılan değerlerin güçlendirilmesini amaçlayan Novartis olarak tutarlı, güvenilir, açık ve anlaşılır bir organizasyonel iletişim yaklaşımımız var. İş süreçlerini belirlerken çalışanlarımızın dahiliyetini çok önemsiyoruz. Gerek çalışan memnuniyet anketleri gerekse güncelleme toplantıları ile düzenli olarak çalışanlarımızdan geri bildirim alıyoruz ve tüm yönetim ekibimizin de bulunduğu toplantılarla bu geri bildirimlere yönelik çözüm odaklı söyleşiler gerçekleştiriyoruz. Her sene gerçekleştirdiğimiz Novartis Türkiye Fikir Ödülleri ile çalışanlarımızdan şirketimizi daha iyiye taşıyabileceklerini düşündükleri, değer ve stratejilerimize uyumlu olan proje önerilerini ve fikirlerini alıyoruz. Bu fikirlerden en uygulanabilir olanları seçiyor ve hayata geçiriyoruz. Böylece şirketimizin kültür yolculuğunda, çalışanlarımızın imzasını taşıyan inisiyatifleri de ekleyerek ilerliyoruz.
“Üç yıl üst üste ‘Kadın Çalışanlar için Harika İş Yeri’ seçildik”
Novartis olarak ‘Çeşitlilik ve Dahil Etme’ önemli bir başlık. Bu yaklaşım ile her çalışanımızın ayrı bir yetenek olduğunun bilinciyle ve ayrım yapmaksızın çalışanlarımızın iş hayatına en mükemmel şekilde entegrasyonunu sağlamayı hedefliyoruz.
Kadın çalışanlarımızı her alanda ve her zaman desteklemeye çalışıyoruz. Cinsiyet ayrımı yapmaksızın iş ve özel hayat entegrasyonuna ve kadın liderliği alanlarına yaptığımız yatırımlar ve hayata geçirdiğimiz inisiyatifler birçok kez ödüle layık görüldü. Novartis Türkiye olarak üç yıl üst üste GPTW tarafından “Kadın Çalışanlar için Harika İş Yeri” seçildik. Türkiye yönetim ekibimizin yüzde 65’i kadınlardan oluşuyor. İşe, kültüre ve çalışma ortamına katkılarını çok önemsiyoruz. Organizasyonumuz içerisinde Satış Müdürlüğü ve Bölge Müdürlüğü dahil birçok saha görevi de kadın çalışanlarımıza emanet. Onların görevlerindeki başarısı bizi gururlandırıyor.
Ayrıca, annelik destek programlarımız da var. Kadın çalışanlarımıza özel esnek doğum izni uygulaması, esnek süt izni, hamilelik koçluğu, süt odası, lohusa ve yeni doğan desteği gibi pek çok uygulamamız bulunuyor. Bebekleri 18 aylık olana kadar tüm kadın çalışanlarımız şehir dışı konaklamalı toplantılara masraflarını şirketimiz ödeyecek şekilde bebekleri ve refakatçileriyle beraber katılabiliyorlar. Bu yaklaşımımız çok beğeniliyor ve fark yaratıyor. Novartis’in bebekleri büyüdüğü zaman da desteğimizi sürdürüyoruz. Çalışanlarımızın lise giriş sınavında başarılı çocuklarının okul masraflarına destek oluyoruz. Aldığımız ödüller de doğru yolda olduğumuzu gösteriyor ve bizi daha iyi işler yapmak için motive ediyor.
Öte yandan işe alımlarda çeşitliliği ve kapsayıcılığı artırmak için uyguladığımız bazı programlarımız da var. Kuşak farklılığını kucakladığımız Tersine Mentorlük programı bunlardan biri. Bir yıl boyunca yarı zamanlı ve tam zamanlı Novartis Türkiye’de çalışmak isteyen genç yetenekleri işe aldığımız “Millennials Discovery - Genç Yetenek Keşif Programı” da gençler için kapsayıcı bir uygulamamız. Öğrenci ya da yeni mezun gençlere farklı fonksiyonlarda Novartis deneyimi yaşatmayı, iş üzerinde öğrenip gelişmelerini sağlamayı amaçlıyoruz. İşe alımlarda ve terfilerde cinsiyet dengesini yakından takip ediyoruz. Farklı kültürlerden ve kökenlerden birçok çalışanımız mevcut. Kapsayacılık uygulamaları ile bu farklılıkları kucaklıyoruz ve zenginliğimiz olarak kabul ediyoruz.