Daha küçük bir çocukken, bahçedeki çamurları şekillendirip kuzeni ile kiremitten yaptıkları fırında pişiren, çocukluğunun büyük bir bölümünü Kütahya Porselen fabrikalarında, aile şirketlerinin geleceği ile ilgili planlar yapan Sema GÜRAL SÜRMELİ bugün, çocuk yaşlarda kurduğu başarı hayallerini gerçeğe dönüştürmeye devam ediyor.
Başarılı iş hayatının yanı sıra çok sayıda dernek ve sivil toplum kuruluşunun üyesi ve hatta birçoğunun yönetiminde aktif olarak görev alan Sema GÜRAL SÜRMELİ ile hikayesini, ilham aldıklarını ve kadınların iş yaşamındaki rolünü konuştuğumuz keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Sema GÜRAL SÜRMELİ kimdir? Nasıl bir eğitim aldınız? Aile hayatınızdan ve iş hayatına giriş hikayenizden kısaca bahseder misiniz? Sosyal yönlerinizden de bahsederek, biraz sizi sizden dinleyebilir miyiz?
Anadolu kültürü almış biri olarak Kütahya’da doğup büyüyen, Eskişehir’de yaşayan, her gün iki şehir arasında mekik dokuyan, sosyal yaşamı ise İstanbul’da olan, evli ve iki çocuk annesi bir kadınım. Türkiye’deki aldığı eğitim ile mesleği aynı olan şanslı insanlardan biri olduğumu düşünüyorum. Porselen üretimine duyduğum merak çocukluğumda başladı. Daha küçük bir çocukken, bahçedeki çamurları kendimce şekillendirip kuzenim ile evimizin bahçesinde kiremitten yaptığımız fırında pişirirdim. Çocukluğumun büyük bir bölümü Kütahya Porselen fabrikalarında, şirketimizin geleceği ile ilgili planlar yaparken geçti ve kurduğum başarı hayalleri üzerine çalışmalar yaptım. 1999 yılında Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yüksek lisansımı üstün başarı derecesi ile tamamladıktan sonra Kütahya Porselen’de ÜR-GE ve Tasarım Grup Başkanlığı, Toplumsal Projeler Koordinatörlüğü ve Yönetim Kurulu Üyeliği yaptım. 2014 yılından bu yana Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanlığı görevimi sürdürüyorum.
“Aslında hayata dair her şeyi annemden, iş dünyasına dair deneyimleri ise babamdan öğrendim diyebilirim.”
Yönetim felsefenizden ve size ışık tutanlardan bahseder misiniz?
Sevgili babam Nafi Güral, “Bir konuda çok iyi olun. Bir işi çok iyi yapın ki, o konuda en iyisi siz olun.” der. Babamın bu konuşması, küçüklüğümden beri beni her zaman çok etkiledi ve bana yol gösterdi. Aslında hayata dair her şeyi annemden, iş dünyasına dair deneyimleri ise babamdan öğrendim diyebilirim. Babamın her sözü benim için bir öğüt ve hayat dersi oldu. Kısaca değinmek gerekirse; önce kendimi sevmeyi, kendisi ile barışık insanların tüm insanları seven mutlu topluluklar oluşturduğunu, empati yapmayı, disiplinli ve özverili olmayı, iş dünyasında “keşke”lerin yer almadığını, düşünmeden atılan her adımın, söylenen her sözün hesabının verilmesinin kolay olmadığını, güne erken başlamanın işe bereket getirdiğini ve yorulmadan çalışmamız gerektiğini babamdan öğrendim. Ben aslında babamdan her gün yeni dersler almaya hala devam ediyorum.
Özellikle kişisel gelişim kitapları okuyorum. Çünkü öğrenmenin yaşı yok ve zaman hızla değişiyor. Biz ise zamana uygun gelişmezsek çağın gerisinde kalırız. Ayrıca iş dünyasındaki büyüklerimin deneyimlerinin yer aldığı kitapları başucumda tutuyorum ki onların tecrübelerinden her zaman istifade edebileyim.
COVID-19 salgını, dünya genelinde bugüne kadar alışık olmadığımız bir tablo yarattı. Nasıl aşılacağını ve ne zaman sonlanacağını tam olarak bilemediğimiz bir krizle karşı karşıyayız. Bu süreçte gerek farkındalık yaratmak, gerekse aksiyon almak açısından şirketinizde ne yönde çalışmalar gerçekleştirdiniz?
Biz bu dönemde tüm tedbirlerimizi alarak hiç durmadan çalıştık. Ülkemizde virüsün ilk görüldüğü andan itibaren süreci yakından izleyerek gerekli aksiyonları vakit geçirmeden uygulamaya aldık. Üretim tesislerimiz, merkez ofisimiz ve bölge ofislerimizde sağlık, güvenlik, sosyal mesafe ve hijyen önlemlerini en üst düzeye çıkararak personelimizin çalışma programlarını yeniden düzenledik.
Tüketicilerin de bu dönemde satın alma davranışları fazlasıyla değişti. Geleneksel kanallar yerine müşterilerimizle dijital mecralarda ilişki kurmaya başladık. Yurt genelinde online’a özel düzenlediğimiz etkili kampanyalar ve fırsatlar aracılığıyla “kutahyaporselen.com”da online satışlarımız, önceki yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında artış gösterdi. Özellikle de yaşadığımız bu süreçte üreticilerin e-ticarete yatırım yapmalarının gerekli olduğunu düşünüyorum.
“Ülkelerin ekonomik gelişmişliğinin desteklenmesi açısından, kadın istihdamının arttırılması itici bir güç oluşturur.”
Sürdürülebilirlik için “Kadın” sizce ne anlama geliyor? Sizce şirketlerde ve ekonominin genelinde kadın gücünün artması neleri, nasıl etkiler? Şirketinizde kadın çalışan oranı nedir? İK süreçlerinizde cinsiyet eşitliğinin önemi ve önceliğinden bahseder misiniz?
Şirketimizin yönetim kademesi ağırlıklı olarak kadınlardan oluşuyor, yönetim ve icra kurulumuzun %60’ı, yöneticilerimizin %43’ü kadın. 2014 yılında kadın çalışan oranımız %19 iken 2015 yılında yaptığımız 5 yıllık stratejik planlama kapsamında bu oranı % 30’a yükseltmeyi hedefledik ve 2021 yılında bu hedefimizi %31 olarak gerçekleştirdik. 2020 yılında grup şirketlerimiz bünyesinde kurulan iki işletmemizde ise çalışanlarımızın tamamı kadınlardan oluşuyor.
Ülkelerin ekonomik gelişmişliğinin desteklenmesi açısından, kadın istihdamının arttırılması itici bir güç oluşturur. Ancak ekonomik büyümenin sürekliliğini koruyabilmek için, işgücünün yalnız niceliksel artışı yeterli olmamakta, bireyin performansının maksimize edilmesini sağlayacak bilgiyle de donatılması gerekmekte. Eğitim; işgücünün nitelikli hale getirilmesinde rol oynayan en önemli faktör ve teknolojik değişimi sağlayacak temel unsur. Bu sebeple eğitim üzerine odaklanılmalı. Eğitim istihdamla doğrudan ilişkili olup hem istihdamedilebilirliği arttırmakta hem de bilinçlenme yaratarak uzun vadede ekonomiyi olumlu yönde etkilemekte.
İş dünyasında cinsiyetleşmiş meslekler hakkında önemli bir dönüşüm sürecinde olduğumuzu görüyoruz, ancak hala yolun başlarındayız? Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Yanı sıra cam tavanlar, çalışma koşulları ve fırsatların iyileştirilmesi anlamında Türkiye ve dünyada gelecek 10 yılda nasıl bir tablo oluşacağını öngörüyorsunuz? Süreçte kimlere ne gibi sorumluluklar düşüyor?
Geçmişe oranla kadınların üst kademe yönetim pozisyonlarına ulaşmasını engelleyici davranışlar ve önyargıların azaldığını düşünüyorum. İş yaşamında eşitlik anlayışını tamamen benimsemek gerekiyor. Bir kadın evlendiğinde veya anne olduğunda kariyerini bırakması beklenmemeli ve eşit fırsat tanınmalı. Böylece cam tavan sendromunun önüne geçilebilir.
İş dünyasında kadınların daha çok olabilmesi için aslında hepimize büyük sorumluluk düşüyor. Çünkü iş dünyası kadınların anne değilmiş gibi çalışmasını, ev halkı ise kadınların çalışmıyor gibi ev kadını ve anne olmasını bekliyor. Bu da kadınlara ekstra bir yük olarak ekleniyor.
Varsa bireysel ödülleriniz, bildiğiniz yabancı diller, üyesi olduğunuz veya yönetiminde bulunduğunuz sivil toplum kuruluşlar nelerdir?
Üyesi ve hatta birçoğunun yönetiminde olduğum çok sayıda dernek ve sivil toplum kuruluşları var. Eğitim, çevre ve sağlık alanlarında faaliyet gösteren bu dernek ve vakıfların projelerinde ektin olarak yer alıyor ve destek oluyorum.
İş dünyası, dernek ve sivil toplum kuruluşlarından aldığım birçok ödül var ve her biri benim için çok kıymetli. Ancak bu ödüllerden biri var ki benim için değeri çok daha farklı. Merkezi İngiltere Oxford’da bulunan Avrupa İş Konseyi (EBA) tarafından iş dünyasının Oscar’ı sayılan Sokrates Ödülleri kapsamında 2017 yılında, şahsım “En İyi Yönetici”, Kütahya Porselen de ‘‘En İyi Yatırım’’ kategorisinde ödüle layık görüldü. Sağlık, bilim ve iş dünyası alanlarında verilen ‘‘Sokrates’’ ödülünü almış olmaktan mutluluk duyuyorum. Gerçekten gurur verici bir ortamda, Litvanya da aldığım bu değerli ödül, aslında şirketimizin başarılı çalışmalarının karşılığı olan bir gururdu.
Aynı zamanda Kütahya Porselen olarak dünya çapında tanınan tasarımcılar ile çok başarılı iş birliklerine imza atıyoruz. Defne Koz ile hayata geçirdiğimiz Mitterteich 1400 Plano koleksiyonumuz, uluslararası çapta çok değerli bir ödül olan “Red Dot Tasarım Ödülü”nü kazandı. Kunter Şekercioğlu tarafından tasarlanan Ayla ve Kütahya Porselen tasarımcıları tarafından hayata geçirilen Aura ile Design Turkey 2019’da iki ‘‘Üstün Tasarım’’ ödülüne birden layık görüldük. Ayrıca Aura, Ayla ve Galaxy koleksiyonlarımızın her biri Plus X Award’da ‘’Yüksek Kalite’’ ve ‘’Tasarım’’ ödüllerini kazandılar. 2020 yılında Japan Institute of Design Promotion tarafından ‘‘Good Design Award’’ ödülüne, German Design Award’da “Special Mension” ödülüne layık görüldük. If Design Award 2021’de Rosa ve Hypnose koleksiyonlarımız ile iki ödüle birden değer görülmekten gurur duyduk. Şirketimizdeki beyaz yakadan mavi yakaya, güvenlikten en üst yöneticiye kadar tüm çalışma arkadaşlarımın, layık görüldüğümüz bu ödüllerde emeği var.
Yorum Yazınİçerik hakkında ki düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.