1967 yılında düzenlenen Boston Maratonu’nda, koşması erkekler tarafından engellenmeye çalışılan fotoğrafıyla hafızalarımızda yer edinen Kathrine Switzer, büyük bir azim ve inanç örneği göstererek tüm engellemelere rağmen maratonu bitirir. İşte bu azmin ve kadınların istediklerinde yapamayacakları bir şey olmamasının en güzel örneğinin ilham veren hikayesi…
Kadınların ve erkeklerin toplumsal yaşamın her alanına eşit katılımlarının sağlanması olarak tanımlanan toplumsal cinsiyet eşitliği kavramı, günümüzde hala yetersiz kalan uygulamalarıyla ağır aksak işleyen bir hal almış durumda. Toplum içinde kadın-erkek eşitliği bilincinin uyarılması ve gün yüzüne çıkarılması çalışmaları yeni yeni vücut bulsa da tarihin derinliklerinde bu amaç uğruna atılan adımların, gidilen yolların olduğunu da unutmamalıyız. Bu eşitlik adımları toplumsal olaylarda, eğitimde, bilimde, sanatta olduğu kadar spor alanında da bize örnekler sunuyor… İşte spor alanında geçmişten bugüne bizlere ışık tutacak bir isim: Kathrine Switzer.
ABD’li yazar ve maraton koşucusu olarak tanınan Kathrine Switzer’ın önemi, tarihe Boston Maratonu‘na katılan ilk kadın olarak ismini yazdırmasından kaynaklanıyor. Kadınların katılamadığı maratonda koşarken önce kendini gizlemeye çalışan, kadın olduğu anlaşıldığında ise tüm engellemelere rağmen, erkek arkadaşının da desteğiyle koşmayı sürdürerek yarışı bitiren Switzer’ın hikayesi küçük yaşlarına dayanıyor. 5 Ocak 1947’de Almanya’nın Amberg şehrinde doğan Kathrine Switzer, çocukluğundan itibaren koşuya olan tutkusuyla yaşadı. Bu tutku onun hırsını ve azmini daha fazla körüklüyordu. Bir süre sonra bu tutkusunu başarıyla taçlandırmak isteği ile koşulara katılmayı düşündü. Fakat o yıllarda Amerika’da kadınların maraton ve koşulara katılma hakkı bulunmuyordu. Kathrine Switzer için bu engel sadece kendisi için değil tüm kadınlar adına aşılması gereken büyük bir engeldi ve artık hedefi, bu engeli kendi adımlarıyla aşmaktı. Bu da 1967 yılının Boston Maratonu’na katılabilmesi ve bitiş çizgisine gelebilmesi ile aşılacaktı. Switzer bir plan yapar. Bu plana göre, kadın olduğu anlaşılmasın diye önce adını listeye K. Switzer olarak kaydettir, daha sonra da koşuya katıldığında kendisini erkek gibi göstermeye çalışır. Fakat kadın olduğu anlaşıldığında başta koşunun organizatörü olmak üzere tüm erkekler onu engellemeye çalışır. O kadar ki bugün bile hafızalara yer eden Kathrine Switzer’ı koşarken engellemeye çalışan erkeklerin olduğu fotoğraflar mevcuttur.
Kathrine Switzer koşarken bir anda yanına koşunun düzenleyicisinin ve belediye başkanının da bulunduğu basın arabası denk gelir. Switzer’ı fark eden yetkililer anında arabadan atlar ve ona saldırmaya başlar, üzerindeki 261 numaralı formayı çıkarmaya çalışırlar. Ancak o anda Switzer’ın bu başarıyı ne kadar istediğini bilen ve yanında olan antrenörü, bir şekilde onu olayın içinden çıkarır ve koşmaya devam etmesini sağlar.
“Eğer o an vazgeçseydim kimse kadınların da uzun mesafe koşabileceklerini, koşmaya hakları olduğunu düşünmeyecekti. Benim yalnızca yeteneksiz bir palyaço olduğumu düşüneceklerdi” diyen Kathrine Switzer, hırsı ve toplumsal cinsiyet eşitliğine olan inancı ile 4:19:31 gibi bir skorla bitiş çizgisine ulaşır. Bu bitiş çizgisi alelade bir koşunun bitişi değildi, bir bakıma sporda ve hatta toplumda kadının önündeki bir engelin de bitiş çizgisiydi.
Ama ne kadar engellenmeye uğraşılsa da Switzer için bu bir kadın mücadelesidir. Erkek egemen bir toplum ve zaman diliminde çok da önemli bir kadın mücadelesi, bir hak ve eşitlik temelli bilincin ve kadının istediğinde erkekle aynı alanda yarışabileceğinin kanıtıdır ki tüm erkek engellemelerine karşın… O kadar erkek engellemesine rağmen Kathrine Switzer’ı destekleyen de yine bir erkekti; erkek arkadaşıydı…
Kathrine Switzer’ın eyleminden 5 yıl sonra- 1972 yılında- Boston Maratonu’na kadınların katılımı resmi olarak kabul edildi. 70 yıl boyunca sadece erkeklerin katıldığı maratonu koşarak tarihe geçen bir sembol olan Kathrine Switzer hayatı boyunca 30 maraton koştu ve 1974 yılında New York’ta düzenlenen maratonu 3:07:29 gibi süreyle tamamlayarak birinci oldu.
Kadınların maraton koşacak “kapasitede” olmadığına inanılan o karanlık zamanlarda, içinde biriktirdiği inanç ve başarma arzusu ile yoluna hiç pes etmeden devam eden Kathrine Switzer, toplumsal cinsiyet eşitliğinin önemli savunucuları arasında günümüzde hala saygı ve sevgi ile anılmaktadır.
Yorum Yazınİçerik hakkında ki düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.