Hayallerine ulaşmak için adım adım hazırlanan, geldiği noktadaki başarısının yanı sıra hala ulaşmak istediği birçok alan için sürekli kendini geliştirerek hem hayat hem de kariyer yolculuğunda önemli başarılara imza atan Pastavilla Makarna Genel Müdürü Dilara Arslan Ünlü ile güzel bir söyleşi gerçekleştirdik…
Dilara Arslan Ünlü kimdir; nasıl bir eğitim aldınız? Aile hayatınız nasıldır? İş hayatına giriş hikayenizi ve -sosyal yönlerinizden de bahsederek- sizi, sizden dinleyebilir miyiz?
Eğitim hayatım doğduğum şehir Mersin’de başladı. Küçük yaştan itibaren yaz tatillerimi yurt dışında kamplara ve eğitim programlarına katılarak değerlendirdim. Lise sonrası bir sene Meksika’da değişim programına katıldıktan sonra Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi’nden, bir dönemini Fransa’da okuyarak mezun oldum.
Sektörde söz sahibi bir baba ve başarılı bir akademisyen annenin çocuğu olarak büyüyünce, ailemin de desteği ile hayallerimin ulaşılabilir olduğuna inandım. Gıda sektörü her zaman en çok ilgi duyduğum sektör oldu. İş ve eğitimin yanı sıra seyahat edip farklı kültürler tanımak benim için her zaman çok değerli… İşimin benim açımdan en çekici taraflarından biri de aktif olarak seyahat edip dünyanın her yerinde geçerli olan gıda ürünlerimizi her kültürden sofraya dahil edebilmek. Heyecanımı hiç kaybetmediğim, gelişime ve yeniliğe çok açık bir sektörde olduğum için kendimi şanslı sayıyorum.
Kariyer yolculuğunuzu nasıl hayal etmiştiniz? Neler yapmak için yola çıktınız; neler yaptınız? Kariyer yolculuğunuzu da sizden dinlemek isteriz.
Her zaman gıda sektöründe ilerlemeyi hayal ettiğim için gitmek istediğim yere adım adım hazırlandım diyebilirim -ki daha hedeflediğim ve ulaşmak için hazırlıklar yaptığım çok alan var. Okuduğum sırada yaptığım stajları ve aldığım eğitimleri saymazsak ilk olarak üniversite sonrası Kanada’da bir gemi acentesinde işe girdim. Büyük miktarda ürünlerin dünyanın bir noktasından diğer noktasına nasıl gittiğini daha detaylı öğrenmek, anlamak istedim. Burada bir süre çalıştıktan sonra Kanada’nın büyük gıda üretim ve dağıtım firmalarından birinde satış sorumlusu olarak işe başladım. Market ziyaretleri yapıp sipariş topluyordum. Kısa süre içinde ekip lideri, ardından satış müdürü ve sonra da satış ve pazarlama direktörü olarak kariyerime devam ettim. Bu sırada Turkish Stars adı altında bir proje başlattım ve Türkiye’nin büyük gıda markalarını Kanada piyasasındaki en büyük gıda zincirlerine sunmaya başladım. Firmada iyi bir ekip kurduktan sonra Türkiye’ye geri döndüm ve Pastavilla markasının genel müdürü olarak görevime başladım. Makarnaya ek olarak yeni ürün grupları için de arka planda yürüttüğümüz uzun dönemli hedeflerimiz var, zamanı gelince hayata geçirmek için detaylı hazırlıklarımız devam ediyor.
“Kadın otobüs şoförleri, kadın park görevlileri, kadın işçiler gördükçe bu durumun değişeceğine inanıyorum.”
Bir kadın yönetici olarak sektörünüze ne gibi katkılar sundunuz? Türkiye’de genç bir kadın lider olarak karşılaştığınız zorluklar oldu mu? Nasıl üstesinden geldiniz?
Gıda sektöründeki serüvenimin satış sorumlusu olarak başlamasından itibaren, sadece Türkiye’de değil, dünyanın birçok ülkesinde “erkek mesleği” olarak görülen bir alana adımımı attım. Ben değişimin bireyden başladığına inanırım. Pastavilla olarak kadın farkındalık çalışmalarımız oluyor evet ama en büyük katkımın bu tarz kalıplaşmış görüşlere yenik düşmeden sadece hedeflerime odaklanmak olduğunu düşünüyorum. Tüm kadınlarında her mesleği en iyi şekilde yapacağına inanıyorum. Ben de bu süreçte çok fazla direnç ile mücadele ettim. Hem genç hem de kadın olunca ön yargı ile karşılanabiliyorsunuz. Yönettiğiniz ekiplerin de, ekip arkadaşlarınızın da ilk etapta size karşı ön yargıları olabiliyor. Ben en iyi çözümü, kendi emek verdiğim yoluma odaklanıp sabırla kendime güvenmekte ve iletişimi canlı tutmakta buldum. İletişim becerileriniz ne kadar ileri düzeyde olursa olsun bazı kalıplaşmış düşünceler ancak şaşırtarak ve fark yaratarak kırılabiliyor. Aslında son zamanlarda mesleklere olan cinsiyetçi yaklaşımın yavaş yavaş kırıldığını da görüyoruz. Kadın otobüs şoförleri, kadın park görevlileri, kadın işçiler gördükçe bu durumun değişeceğine inanıyorum. Lider markaların da kadınları cesaretlendirecek farkındalık çalışmaları yapmasının önemi büyük.
Gelecek 10 yılda kariyerinizde ve şirketinizde nasıl bir değişim hedefliyorsunuz? 10 yıllık hedeflerinizden bahseder misiniz?
Benim için anahtar kelime inovasyon. Sürekli gelişim için çalışıyoruz. Piyasada yeni, kimsede olmayan, ‘’ilk ve tek’’ olarak lanse edebileceğimiz ürünler üzerinde duruyoruz. Firmamız bünyesinde tam zamanlı çalışan bilim insanları, gıda mühendisleri var. Amerika, Kanada ve Türkiye’deki laboratuvarlarımızda ki Ar-Ge yatırımlarımız her yıl büyüyor. Firma olarak 10 yıl içinde yine gıda sektöründe ama farklı kategorilerden ürünler piyasaya sunma hedefimiz var. En büyük hedefim bu alanda fark yaratmak ve makarnada olduğu gibi yeni ürün çeşitlerimiz ve kategorilerde de liderliği elimizde tutmak.
“Kadınların iş hayatında her yıl daha fazla yer aldığına ve bu pozitif ivmenin zamanla katlanacağına inanıyorum.”
Dünyada iş yapma koşulları değişti. Kadınlar artık her sektörde varlar ve çok aktifler… Hem Pastavilla’dan hem de makarna sektörünün genel çerçevesinden değerlendirildiğinde, yönetim kademelerindeki kadın istihdamı oranları şu an nasıl? Nasıl bir geleceğe doğru ilerliyor?
Ofis ve yönetim kısmında kadın ağırlığımız üretim departmanına göre daha fazla. Her yıl kadın çalışanlarımızın sayısı artıyor. Ben kadınların erkeklerden daha iyi lider olduğunu düşünüyorum. Çok yönlü oldukları için 360 derece düşünebiliyorlar ve bu yönetime de yansıyor. Gelecek için de umutluyum. Kadınların iş hayatında her yıl daha fazla yer aldığına ve bu pozitif ivmenin zamanla katlanacağına inanıyorum. Unutmayalım ki ekonomik özgürlük, özel hayatta da daha kuvvetli olmak için bir anahtar. İş hayatına katılımın artması sosyal hayata da pozitif olarak yansıyacaktır.
Bize biraz yönetim felsefenizden ve size ışık tutanlardan bahseder misiniz? ( örneğin; iz bırakan kitaplar, kişiler, benimsediğiniz görüşler, özlü sözler … gibi. )
İş hayatında tek bir ışık ile yola çıkılmayacağına inananlardanım. Tek bir kitap, tek bir kişi, tek bir özlü söz ile kendini sınırlandıramazsın. Kendi alanlarında çok güçlü aile bireylerimizin deneyimleri benim en büyük ilham kaynağım.
“Sen veya ben değil, ‘biz’ olmanın önemi, hayatın her alanında bizleri daha güçlü yapacaktır.”
Şirketinizde kadın çalışan oranı nedir? İK süreçlerinizde cinsiyet eşitliğinin önemi ve önceliğinden bahseder misiniz?
Bu konuya toplum penceresinden bakmak gerektiğini düşünüyorum. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kalkması konusunda sadece iş dünyası değil, bireyler olarak da sorumluluklar üstlenmeliyiz. Şirketimiz bünyesinde çalışan her bireyin öğrenme ve gelişim programlarına toplumsal cinsiyet konusunu da dahil ediyoruz. Sürdürülebilir bir geleceğin altın anahtarı, kadınların başta iş dünyası olmak üzere yaşamın her alanında etkin olmasıdır. Sen veya ben değil, ‘’biz’ olmanın önemi, hayatın her alanında bizleri daha güçlü yapacaktır.
COVID-19 salgını, dünya genelinde bugüne kadar alışık olmadığımız bir tablo yarattı. Nasıl aşılacağını ve ne zaman sonuçlanacağını tam olarak bilemediğimiz bir krizle karşı karşıyayız. Bu süreçte gerek farkındalık yaratmak gerekse aksiyon almak açısından şirketinizde ne yönde çalışmalar gerçekleştirdiniz?
Gündem bizim için çok önemli. Pastavilla olarak gündeme göre hızlıca aksiyon alabiliyoruz. Firmamızın en güçlü yanlarından biri de bu. Pandeminin ilk günlerinde ilk aksiyonumuz üretimimizi yeniden düzenlemek oldu. Makarnanın temel gıda oluşu sebebi ile ürün çeşidinden çok bulunurluğa odaklandık. Marketlerde oluşan yoğun talebe hem üretim hem de sevkiyat olarak yanıt verebildik. Bunun dışında iletişim çalışmalarımızda da Covid-19 yansımasını görebilirsiniz. Tüketicilerimiz ile aynı havayı soluyup aynı endişeler içerisinde yaşarken ekranda başka konuları konuşmayı samimiyetsiz buluyorum. Pandeminin ilk günlerinde oluşan panik sırasında makarnaya olan kurtarıcı gıda bakışının da verdiği sorumluluk duygusuyla kendimiz de dahil olmak üzere herkese “Umudu Besle” diyebilmek için bir reklam filmi yayınladık. En son yaptığımız iki bayram filmimizde de Covid-19 etkilerini yansıtmaya devam ettik.
Pastavilla olarak öncülük ettiğiniz sosyal sorumluluk projeleriniz var mı? Özellikle sürdürülebilir kalkınma ve toplumda kadının güçlenmesine dair ne gibi çalışmalar oraya koymaktasınız?
Sadece kadın odaklı değil birçok alanda faaliyet gösteren derneklerle iş birlikleri yürütüyoruz. Biz sosyal sorumluluk projelerine “destek” olarak bakmıyoruz. Bu ülkenin kadınlarına ve bu yönde attığımız her adımın hepimiz için olduğuna inanıyoruz. Tüm ekiplerimizin bakış açısının temelinde bu görüşü sağlamaya devam ettiğimiz sürece firmamızın her departmanında ve faaliyet gösterdiğimiz her alanda gelişimimiz devam edecektir. Sektöründe lider marka olmak aynı zamanda geniş bir etki alanına sahip olmak demek. Bu farkındalığın getirdiği sorumluluğu her zaman canlı tutmaya devam edeceğiz.
İş dünyasında cinsiyetleşmiş meslekler hakkında önemli bir dönüşüm sürecinde olduğumuzu görüyoruz ancak hala yolun başındayız. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Mesleğin cinsiyetinin olmadığı bir dünya belki şu an fikir olarak çok uzak gibi gelse de aslında geçmişe baktığımızda önemli bir yol kat ettik. Örneğin, üniversitelerde mühendislik bölümünde daha çok erkek öğrenci ağırlıktaydı; şimdi ise bölümlerde daha dengeli bir dağılım var ve artık bu bize daha normal geliyor. Dünden bugüne bu bilinç daha yüksek ve bunun gibi birçok örnek olsa da, bu bir süreç ve birçok alanda daha çok yolumuz var. Gelişen dünya düzeninde bu alanda da gelişmeler olmaya devam edecektir. Farkındalığı artırmak amacı ile büyük firmaların daha çok bu konuyu sahiplenip harekete geçmesi de süreci hızlandıracaktır.
Varsa bireysel ödülleriniz, bildiğiniz yabancı diller, üyesi olduğunuz veya yönetiminde bulunduğunuz sivil toplum kuruluşlar nelerdir?
Farklı diller konuşmanın, ileri görüşlü ve açık fikirli olmaya katkı sağladığını düşünüyorum. İleri seviyede İngilizce ve İspanyolca konuşuyorum. Fransızca ve İtalyancamı geliştirmeye devam ediyorum. Dil konusuna özel merakım var; farklı diller konuşmak sadece birbirimizi anlamaktan çok daha ötesine hizmet ediyor.
Firma ve şahsım adına başarı ödülleri almak ve farklı dallardaki kuruluşlarda söz sahibi olmak tabii ki gurur verici. Ancak her ödülün ve başarının ardında önce kurduğumuz hayaller sonra da bu hayallere bizimle birlikte inanan ve bu yolda bizimle birlikte emek veren ekiplerimizin olduğunu vurgulamak isterim. Belki de yöneticiler olarak işimizin en kritik noktası ekiplerimizle bu dinamiği ve sinerjiyi yakalayabilmek.
Yorum Yazınİçerik hakkında ki düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.