“Başarı İçin Tutkunun Gücünü Anlamak Ve Ona İnanmak Gerek”

Başarının sadece somut hedeflere ulaşmakla değil, aynı zamanda içsel bir yolculukla ilgisi var. Başarının temelini oluşturan prensiplerin başında tutkunun geldiğine inanıyorum. Bu nedenle de ilk olarak, tutkunun gücünü anlamak ve ona inanmak gerektiğini düşünüyorum. Tutkulu olduğumuz işleri yapmak, her günü heyecanla karşılamak ve zorlukları aşmak için bize enerji veriyor. Hatta tutku, sadece bize değil, etrafımızdaki insanlara da ilham kaynağı oluyor.

Başarıdaki bir diğer faktör ise azim ve sabır... Yolda çıkan engeller ne kadar büyük olursa olsun, sabırla her şeyin üstesinden gelinebileceğini ve bizzat bu sürecin çok öğretici olduğunu düşünüyorum. Başarıyı etkileyen faktörler arasında öğrenmeye ve gelişime açık olmak oldukça önemli.  Değişen dünyada, yeni bilgilere açık olmak, yeni beceriler öğrenmek ve sürekli kişisel gelişim, rekabet avantajı sağlıyor. Başarılı olmak için ayrıca risk almaktan da korkmamak gerek. Çünkü başarı, genellikle konfor alanımızdan çıkmamız ve yeni fırsatları keşfetmemizle geliyor. Bu, zaman zaman bilinmezlikle yüzleşmeyi gerektiriyor ancak bu deneyimler de bizi daha güçlü ve dirayetli kılıyor.

Türkiye ekonomisinin gelecek 5 yılında kadın gücünün ekonomik dengelere nasıl etki edeceğini öngörüyorsunuz? Kadının etkinliğinin artması sektörde nasıl bir değişime neden olur?

“Kadınların katılımı ekonomiyi daha dirençli yapar”

Son yıllarda kadınların ekonomik hayatta daha etkin bir rol oynaması, Türkiye ekonomisinin dinamiklerini önemli ölçüde etkilemeye başladı. Gelecek beş yıl içinde de kadın gücünün artmasıyla birlikte ekonomik dengeler üzerinde olumlu yönde etkilerin olacağına inanıyorum. Kadınların farklı sektörlerde daha etkin hale gelmesiyle birlikte, ekonominin daha dengeli bir yapıya kavuşabileceğine inancım tam.

Geleneksel olarak erkek egemen olan sektörlerdeki kadın istihdamının artışının, ekonominin çeşitlenmesine ve direnç kazanmasına yardımcı olacağını düşünüyorum. Kadınların iş dünyasındaki daha etkin rolü, farklı bakış açıları ve deneyimlerin iş süreçlerine entegre edilmesini sağlayacak. Bunun da inovasyon ve yaratıcılığı artırarak iş dünyasını daha rekabetçi hale getireceğini düşünüyorum. Kadın girişimcilerin sayısındaki artış, ekonominin canlanmasına katkıda bulunabilir.

Şirketinizde kadın çalışan oranı nedir? İK süreçlerinizde cinsiyet eşitliğinin önemi ve önceliğinden bahseder misiniz?

Şirket olarak kadın çalışan konusunda çok hassasız. Çeşitlilik ve kapsayıcılık, şirket kültürümüzün temelini oluşturuyor. Şirkette yüzde 75 oranında kadın yönetici çalışanına; Orta Doğu, Türkiye ve Afrika ve Rusya Bölgesi’nde ise yüzde 56 oranında kadın çalışana sahibiz. Versuni Orta Doğu, Türkiye, Rusya ve Afrika Bölgesinde 30’un üzerinde farklı milletten ve kültürden gelen çalışanın getirdiği farklı fikirlerden ve deneyimlerden yararlanıyoruz. Çeşitliliği yüksek bir organizasyon olmamız sayesinde benzersiz birçok bakış açısına ev sahipliği yapıyoruz. Farklı fikirlere açık olmamız, özgür tartışma ortamımız; işimizi heyecan ile geliştirmemizi sağlıyor.

İş hayatına henüz yeni adım atan-atacak olan kadın ve genç girişimcilere yol gösterici olacağını düşündüğünüz tavsiyelerinizi bizlerle paylaşabilir misiniz?

İş hayatına adım atan herkesin önce kendisine güvenmesi çok önemli ve değerli.  Genç girişimcilerin ve iş hayatına yeni giren kadınların, kariyerlerinin başında karşılaştıkları zorluklara rağmen, yılmadan, kendilerine olan inançlarını kaybetmeden özgüvenlerini korumalarını tavsiye ediyorum. Günümüz dünyasında bağların ve bağlantıların önemi giderek artıyor. Bu kapsamda sektörden deneyimli kişilerle bağlantı kurmanız, onların deneyimlerinden faydalanmanız, size büyük bir avantaj sağlayacaktır. Bunun yanı sıra iş dünyasında yaşanan değişikliklere ayak uydurabilmek için sürekli olarak kendinizi geliştirmeniz gerekiyor. Son olarak ise sürdürülebilirliği sağlamak adına uzun vadeli hedefler belirlemenizi ve bu hedeflere ulaşmak için stratejik plan oluşturmanızı öneriyorum.

Şuan ki çalışmalarınız -şirketiniz hakkında bilgi verir misiniz? Şirket olarak gelecek yıllar için hedeflerinizden bahsedebilir misiniz?

Philips Ev Aletleri, yeni bir kurumsal yolculuğa çıkarak şirket adını Versuni olarak değiştirdi. Versuni çatısı altında ev aletleri sektöründe Philips, Saeco, Gaggia, Preethi, Philips Walita, Senseo ve L'OR Barista markalarını yönetiyoruz. Dünyanın en tanınmış ev aletleri markalarından birçoğuna ev sahipliği yapan Versuni’nin dünya çapında 100’den fazla ülkede 5 fabrikası ve 10 araştırma-geliştirme merkezi var. 1000’den fazla patentli teknolojimizle sektörde yer alıyoruz. 2023 yılında kahve makineleri, süpürge, ütü ve airfyer kategorilerinde rekor büyüme sağladık. Küçük ev aletleri pazarı 2023 yılında ciroda 2.5 kat büyürken, Philips markası ile büyüyen küçük ev aletleri pazarında liderliğimizi daha da güçlendirdik. Versuni bünyesinde faaliyet gösterdiğimiz pazarlar ile de kıyasladığımızda Türkiye bizim ekosistemimizde öncü ve lider konumda yer alıyor.

2024 yılında da Türkiye’de pazarı büyüten ve inovasyonları ile pazara yön veren marka olmak adına yatırım ve yeni inovasyonlarla tüketicileri buluşturmaya devam edeceğiz. Hedefimiz daha fazla haneye ürünlerimiz ile ulaşarak, tüketicilerimizin hayatını kolaylaştırmaya devam etmek.

Şirketinizin “Sürdürülebilirlik” konusundaki yaklaşımı nedir? Bu alanda yaptığınız çalışmalar var mı?

Ürün ve pazar geliştirmek kadar sürdürülebilirlik konusunda da önemli çalışmalar yapıyoruz. Sürdürülebilirlik yolculuğuna 1990 yılında başladık ve 30 yıllık çalışma sonucunda, 2020 itibarıyla Türkiye dahil olmak üzere globalde faaliyet gösterdiğimiz 100 ülkede yüzde 100 karbon-nötr olduğumuzu belirtebilirim. Yine 2020 yılında 1.930 ton, 2021 yılında ise 2.640 ton geri dönüştürülmüş plastik kullanarak döngüsel ekonomiye büyük bir katkı sağlamayı başardık. 2021 yılında Birleşmiş Milletler’in Kalkınma Amaçları ile uyumlu “Daha Az Tüketim, Daha Çok Geri Dönüşüm” programımızı hayata geçirdik. Bu kapsamda stratejik hedeflerimiz arasında; 2040 itibarıyla net sıfır karbon emisyonuna ulaşmak, 2025’e kadar ürünlerin büyük çoğunluğunu doğa dostu ürünlerden elde etmek, üretim faaliyetlerinde yenilebilir enerji ve geri dönüştürülmüş plastik kullanmak yer alıyor.

Versuni’de inovasyonu ve sürdürülebilirliği bir araya getirerek dünyada bir kez daha bir ilki gerçekleştirdik. Biyolojik bazlı plastiği ürün portföyümüze ekledik. Bitkilerden veya kullanılmış yemeklik yağ gibi diğer biyolojik malzemelerden elde edilen ve oldukça kaliteli olan alternatifleri değerlendiriyoruz. Daha sürdürülebilir paketleme için de bir yenilik daha getiriyor; yüzde 100 geri dönüştürülmüş ve yüzde 100 geri dönüştürülebilir malzemelerden yapılmış ambalaj kutularımızı, dünya genelinde ev aletleri portföyümüzün tamamında kullanıma sunmaya hazırlanıyoruz. Gezegenimizi iyileştirme taahhütü ile tüm faaliyetlerimizde sürdürülebilir malzeme kullanımını hedefliyor, döngüsel ekonomiye geçişi destekliyoruz.

Sizce gelecek yıllarda Türkiye ekonomisinde odaklanılması gereken en önemli konular nelerdir?

Türkiye ekonomisinin odaklanması gereken en önemli konunun inovasyon ve teknolojik dönüşüm olduğunu düşünüyorum. Geleceğin ekonomilerinin yenilik ve inovasyon ile şekillendiğini ve Türkiye'nin de geleneksel sektörlerdeki üretimi sürdürmek yerine yeni teknolojilere ve iş modellerine odaklanan bir ekonomi inşa etmesi gerektiğine inanıyorum. Yüksek katma değerli ürünler ve hizmetlerin üretimi için güçlü bir inovasyon ekosistemi oluşturmalı. Bunun yanı sıra Türkiye'nin teknolojik dönüşümü desteklemek adına altyapısı yatırımlarını artırması ve güçlendirmesi de çok önemli. Veri güvenliği, yapay zeka, nesnelerin interneti gibi teknolojik altyapı yatırımları, ülkenin rekabetçiliğini artıracak ve yeni nesil endüstrilere geçişi hızlandıracaktır. Gelecekte başarı için sürdürülebilirlik ve çevre dostu teknolojilere odaklanmak gerektiğine inanıyorum. Yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve yeşil teknolojilere yapılan yatırımlar hem ekonomik kalkınmayı destekleyecek hem de çevresel sürdürülebilirliği güçlendirecektir.

Türkiye'de son dönemde kadın girişimcilerin sayısında artış yaşanıyor. Siz bu durum hakkında ne düşünüyorsunuz? 

Kadınların girişimciliğe yönelmesi, yeni işletmelerin kurulmasını ve ekonomiye katma değer sağlayacak projelerin hayata geçirilmesini teşvik edecektir. Ancak, bu olumlu etkilerin gerçekleşebilmesi için çeşitli alanlarda destekleyici uygulamaların ve kültürel değişimlerin hayata geçirilmesi önemli. Kadınların iş gücüne katılımını artırmak için eğitim olanaklarının genişletilmesi, cinsiyet eşitsizliğini azaltan politikaların uygulanması ve kurumsal düzeyde çeşitliliği teşvik eden adımların atılması, bu olumlu etkilerin daha etkin bir şekilde gerçekleşmesine yardımcı olacaktır.